Geçtiğimiz aylarda Avcılar`da Glikoz taşıyan tanker yarı-römorkun hareketi sırasında gövdesinin arkaya devrilmesi sonucu 1 kişi yaşamını yitirmiş, biri ağır olmak üzere çok sayıda vatandaşımız yaralanmıştı. Kazadan kısa bir süre sonra, Kartal TEM bağlantı yolunda damperi açılan hafriyat kamyonu, önce karayolu tabelalarına, sonra üst geçide son olarak da yol kenarındaki bir gecekonduya çarparak durabildi.
Bu kazalar da gözleri; kamyon şoförünü ve çevredekileri uyaran sesli ve ışıklı uyarı sistemine çevirdi. Sistemin işleyişi şu şekilde. Büyük araçların damperiyle araç gövdesi arasına elektrikli bir düğme konuyor. Aynı zamanda araçların sürüş ekranında yanıp sönen bir lamba ile bu düğme bağlanıyor. Damperi harekete geçiren düğme açık ise debriyaja basılması durumunda ekranda bulunan damper düğmesi uyarı veriyor. Ayağımızı debriyajdan kaldırdıktan sonra damper kalkmaya başlıyor. Böylece dışarıda ikaz, içeride ses ve ekranda da kırmızı bir işaret devreye giriyor. Yaşanan kazalarda “ikaz sistemi” olsaydı tankerin şoförü farkına varabilirdi. Aslında en önemli konu: Avrupa’da olduğu gibi araç seyir halindeyken damperin açılmasını önlemek. Bu amaçla geliştirilen emniyet tertibatı üretim aşamasında damperlere monte edilmeli. Bu yapılırsa seyir halindeyken şoför istese de damper açılmaz .
Bu kazaların önlenebilmesi için bu tür damperli araçlara hareket sırasında kasanın arkaya (veya yana) devrilmesini önleyecek düzenekler takılması ve periyodik olarak, yılda bir yapılan araç muayenesi dışında denetlenmesi şartı getirilmelidir. Her sene değişen düzenlemelerinde olumsuz etkileri hayli fazladır.
Ayrıca; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TSE özel düzenlemelerle azami güvenlik tedbirlerini üretici firmaların almasını istemeli ve denetlemesini sağlamalıdır.
Ülkemizin kabul ettiği yeni AB mevzuatları sonucu trafiğe çıkan araçların teknolojik gelişmişliği karşısında, özellikle ticari araçların teknik denetiminin yetersizliği bu tür kazaların artması ile iyice ortaya çıkmaktadır.