Besinle alınan enerjinin gün boyu harcanan enerjiden fazla olması sonucunda vücudun depo yağlarının, yağsız vücut kitlesine oranla artması ve normal değerlerin üzerine çıkmasına şişmanlık denir.
Şişmanlık; diyabet, koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, gut, kanser gibi hastalıkların alt yapısını oluşturur.
Şişmanlığın temelinde; genetik faktörlerin yanında, aşırı gıda alımı, yanlış beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite yoksunluğu veya azlığı, psikolojik sorunlar yatmaktadır.
Tedavide başarılı olabilmek için diyet yapılmasının yanı sıra, düzenli egzersiz, davranış tavsiyeleri ve beslenme eğitimi de önemli rol oynamaktadır.
Şişmanlığa sebep olan hatalı davranışlar ;
– Aşırı yemek,
– Çok çeşitli ve fazla miktarda yemek,
– Hızlı yemek,
– Az çiğneyerek çabuk lokmaları yutmak,
– Su içmemek,
– Öğün atlamak,
– Davet ve özellikle iş yemeklerinde fazla yemek,
– Alkolü çok tüketmek,
– Yatma saatine kadar halen yemek yemek,
– Tatlılar ve kızartmalar gibi yüksek kalorili besinleri tercih etmek
– Hamurlu gıdalar, hazır gıdalar tüketmek,
– Hareketsizlik,
– Çalışmamak,
– Güne geç uyanmak, kilo almada kaçınılmaz sonuçları beraberinde getirmektedir.
Kilo vermeye karar verildiğinde, hedeflenen kiloya inmek için kararlı olmak şarttır. Tekrarlanan diyetlerle, kilo alıp vermelerin ardından çevredeki insanların eleştirilerine muhatap olmamak için kendinize verdiğiniz değerin sözü ile hedeflediğiniz kiloya veya doktorunuzun tavsiye ettiği kiloya gelmek için mücadeleden asla vazgeçmeyiniz.
Cazip gelen yüksek kalorili besinlerden; tatlılar, şekerlemeler, çikolatalar, kuruyemişler, börek, çörek vb. gıdalardan uzak durunuz. Ayrıca, alışverişe tok karınla gitmek, hazır gıdaları almamak, sebze ve meyve ağırlıklı alışveriş yapmak gibi ayrıntılara dikkat edilerek sağlıklı belenme konusunda önemli adımlar atılabilir.
İş yemeklerine, davetlere aç gidilmemeli, menüdekilerin hepsini tüketmemeli, az miktarda alkol alınmalıdır. Günlük hayatımızda da mutlaka kahvaltı yapılmalı, öğünlerde zamanında ve az miktarda yenilerek, ara öğünlere önem verilmelidir.
Kısa mesafelerde taşıt yerine, yaya yürümek tercih edilmeli, asansör yerine merdivenler kullanılmalıdır. Sabah erken uyanarak yapılacak 20 dakikalık bir yürüyüş ve stresten uzak durmak sağlıklı yaşam için önemli ipuçları niteliğindedir.
Sağlıklı yaşamanın yanı sıra, obeziteye karşı bilinçli davranılarak aynı tartıyla düzenli olarak tartılarak ve göbek çevrenizi düzenli olarak ölçerek, doktorunuzla ve diyet uzmanınızla bu bilgiyi paylaşmanız da sizlerin yararına olacaktır.
Daha iyi ve kaliteli yaşamak için sağlığınıza duyarlı davranarak, her zaman yiyebileceğinizin yarısını yemeli, yaptığınız aktivitelerin iki mislini yapmalı ve midenizin çöp kutusu olmadığının bilincinde olmalısınız.
Sizlere, obeziteden uzak sağlıklı ve uzun ömürlü bir yaşam diliyorum.