Başbakan Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen “Çevre Yatırımları Açılışı ve Temizlik-Denetim Araçları Dağıtımı” töreninde yaptığı konuşmada, açılışı yapılan hizmet ve eserlerin ülkeye, millete hayırlı olmasını diledi ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar başta olmak üzere emeği geçenlere teşekkür etti.
Toplu açılış töreniyle 365 tesis ve yatırımın resmi olarak hizmete alındığını, 389 temizlik ve hizmet aracının teslim edildiğini belirten Erdoğan, ülkeye toplamda 1,5 milyar liralık hizmet ve eseri kazandırdıklarını söyledi.
Erdoğan, Türkiye genelinde 311 belediye ve 21 il özel idaresine 60 milyon lira değerinde 332 çöp toplama aracı, 55 çevre denetim aracı ve 2 vidanjör verildiğini anlatarak, 212 atık su arıtma tesisinin enerji sarfiyatı giderlerinin yüzde 50’sine katkıda bulunulduğunu, 100 belediye ve bir organize sanayi bölgesine ait atık su atma tesisleri ve kanalizasyon şebekelerinin inşasına 55 milyon liralık hibe katkı sağladıklarını bildirdi.
Ayrıca, 2 bin 200 belediyenin altyapı çalışmalarına bu törenle 324 milyon liralık hibe verdiklerini dile getiren Erdoğan, Marmara Bölgesi’ne kurulan 39 farklı hava kalitesi ölçüm istasyonu, 5 katı atık düzenli depolama tesisi, geri dönüşüm tesisleri, tıbbi atık tesislerini de hizmete aldıklarını kaydetti.
Erdoğan, İller Bankası tarafından yaptırılan 629 milyon liralık 211 farklı altyapı tesisini de bugün resmi olarak açtıklarını belirtti.
”Bizde kent diye bir kavram yoktur, şehir vardır”
”Kent” ve ”şehir” kavramlarını karşılaştıran Erdoğan, şöyle konuştu:
”Batı medeniyetlerinde kent sadece zenginlerin, asilzadelerin, soyluların yaşayabildiği, yoksulların, taşralıların, köylülerin dışarıda tutulduğu ya da sadece hizmetkar olarak bulunabildiği bir yerdi. Kentte yaşayanlar medeni, kent dışında yaşayanlar vahşi kabul ediliyordu. Bizim medeniyetimizde ise bunun tam tersi bir anlayış söz konusuydu. Bir kere bizde kent diye bir kavram yoktur. Bizde şehir vardır. Şehir medeniyetin doğduğu yer olduğu kadar aynı zamanda medeniyeti şekillendiren de bir yerdir. Bizim şehirlerimiz tarihte hiçbir zaman dışlayıcı olmadı. Bizim şehirlerimiz sosyal sınıfına, iktisadi durumuna bakmadan içindeki her insanı kuşatan, kucaklayan mekanlar oldu. Bizim tarihi şehirlerimiz medeniyetimizin özüyle şekillenirken, içinde yaşayan insanı da medeniyetimizin özüne, ruhuna uygun biçimde potasında eriten şehir oldu. Bir kere biz şuna inanıyoruz, vahşi her yerde vahşidir, medeni her yerde medenidir. İnsan eğer yaşadığı şehre bir şey katmıyorsa, tam tersine yaşadığı şehri hızla tüketiyorsa şehirde de yaşasa o vahşidir. Ama insan yaşadığı yere bir şey katıyor, aldığı kadar da veriyorsa işte o da köyde dahi yaşasa medenidir.”
”Biz tabiattan aldığı kadar tabiata vermeyi bilen bir medeniyetin mensuplarıyız” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
”Topraktan buğday mı alıyorsun? Karşılığında toprağa bakacaksın, havalandıracaksın, gübresini atacaksın, tohumu atıp otlarını temizleyeceksin. Akarsu mu kullanıyorsun? Oradan su içerken, abdest alırken bile aşağıdaki insanları düşünecek, o suyun içindeki balıkları düşünecek dolayısıyla atık sularını o akarsuya vermeyeceksin.
Bunlar var mı? Maalesef akarsu akıyor ama bakıyorsunuz evinin atık suyunu, fabrikasının atık suyunu da o akarsuya verenler var. Bunlara medeni diyebilir miyiz? Diyemeyiz. İşte maalesef onlar vahşiler sınıfına giriyor, kusura bakmasınlar. Çünkü kimsenin bir başkasına zulmetmeye hakkı yoktur. Doğaya da zulmetmeye hakkı yoktur. Çünkü onların bizim üzerimizde hakkı vardır.
Havayı solurken dahi o havada senden başka milyarlarca insanın hakkı olduğunun şuuru içinde olacak, o soluduğumuz havanın kirlenmesine asla müsamaha göstermeyeceğiz. Toprağın, suyun, havanın, tüm tabiatın sana, bize bir emanet olarak verildiğini bilecek ve bir emaneti taşımanın bilinciyle, şuuruyla hayatımızı idame ettireceğiz. Tabiatı umursamaz şekilde tamahla, hızla, vahşice sömürmek, istismar etmek, kurutmak, bizim medeniyetimizde, tarihimizde yeri olmayan bir tavırdır. Aynı durum şehirler için de geçerlidir. Çok katlı binalar dikmek, bir toprağı şehir yapmaz. Yollar, köprüler inşa etmek bir toprağı şehir yapmaz. Şehri şehir yapan içindeki insandır.”
”Güçlü şehirleri sağlam taşlar inşa etmez, güçlü şehirleri güçlü insanlar inşa eder. Biz ise böyle şehirlerin hayalini kuruyoruz”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Tabiattan aldığımız kadar tabiata vermeyi, bize bir emanet olan tabiatı en iyi şekilde muhafaza etmeyi kendimiz için, gelecek nesiler için, partimiz ve hükümetimiz için vazgeçilmez bir sorumluluk olarak görüyoruz” dedi.
Başbakan Erdoğan, şehirleri şehir yapan unsurun insan olduğunu, insanın huzuru, mutluluğu ve güvenliği olduğunu ve şehirlerin insanlarla zenginleştiğini söyledi.
”Bizde şehir şöyle bir şeydir ki merhum Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyimiyle konuşurken sohbetinize girer, yaşantımızı etkiler, rüyalarımıza, hülyalarımıza istikamet verir” diyen Erdoğan, çamurun içinde ya da asfaltın üzerinde oynayan bir çocuk ile ulu bir çınarın gölgesinde oyun oynayan bir çocuğun muhayyilesi, dünyaya Selimiye, Süleymaniye, Fatih ve Hacı Bayram camilerinin penceresinden bakan bir çocuk ile yoğun araç trafiğinin kirli, puslu havanın, sokakta akan kanalizasyonun arasından bakan çocuğun tasavvurunun, sokağa çıktığında korna sesleriyle gürültüyle bağırış çağırış ile karşılanan bir çocukla, sokağa çıktığında sebillerle, çeşmelerle, ağaçlarla huzurlu sokaklarla birbirine gülümseyen, selam veren insanlarla karşılaşan bir çocuğun muhakemesinin aynı olamayacağını vurguladı.
”Güçlü şehirleri sağlam taşlar inşa etmez, güçlü şehirleri güçlü insanlar inşa eder. Biz ise böyle şehirlerin hayalini kuruyoruz” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
”Selçuklu’da, Osmanlı’da inşa ettiğimiz böyle şehirlerin hayaliyle yaşıyoruz, bizim ecdadımızın inşa ettiği, ecdadımızın yaşadığı, ecdadımızın ilham aldığı o güçlü şehirleri biz bugün aynı şekilde inşa etmek, imar etmek için mücadele veriyoruz. Elbette işimiz hiç kolay değil, nüfusun arttığı, insanların şehirlerde toplandığı, yeni yeni sorunların ortaya çıktığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bunun yanında maalesef on yıllarca ihmal edilmiş, on yıllar boyunca bilinçsizce tüketilmiş, hırpalanmış, tahrip edilmiş şehirlerimizi tamir etmenin mücadelesini de veriyoruz. Daha en başta temelleri yanlış atılmış, yanlış planlanmış, yanlış büyümüş şehirleri biz bugün farklı bir mecraya sokmak için gayret gösteriyoruz. ‘Böyle gelmiş böyle gider’ diyemeyiz, eli, kolu bağlı duramayız, kendimizi akıntıya bırakamayız, şehirleri sağdan soldan onarıp, sağına soluna estetik yapıp bununla da yetinemeyiz. Biz, bir zihniyet dönüşümünü gerçekleştirip, bunun ilk adımlarını atıp gelecek nesillerin de bu iş üzerinden devam ederek, geleceğin şehirlerini inşa etmelerini istiyor, bunun için uğraşıyoruz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızı bizim bu tasavvurumuzun, bu arayışımızın, bu mücadelemizin bir tezahürü olarak kurduk. Bizim kendi öz medeniyetimizin en önemli unsuru olan şehircilik anlayışını sağlıklı ve sağlam şekilde tesis edebilmek için bu alana münhasır bir bakanlık ihdas ettik. Hamdolsun kısa süre içinde de bu bakanlığımız yaptığı çalışmalarla ne kadar hayati öneme sahip bir bakanlık olduğunu ispat etti.”
”Gelecek 20 yılda 6,5 milyon yapıyı dönüştürmeyi hedefliyoruz”
Başbakan Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın afet riskli alanların dönüşümü çerçevesinde 5 Ekim 2012 tarihinde 35 ilde 75 farklı noktada 3 bin 169 binanın dönüşümü çalışmalarının başlatıldığını, Türkiye genelinde riskli binaların yıkıldığını ve bunun devam edeceğini anlatarak, gelecek 20 yılda 6,5 milyon yapıyı dönüştürmeyi hedeflediklerini söyledi.
Şehirlerin altyapısını baştan sona ele aldıklarını, içme ve atık su sorunlarının kökten çözüldüğünü ve bugün Türkiye’nin nüfusunun yüzde 72’sine atık su arıtma hizmeti verildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
”2003 yılında sadece 15 olan katı atık düzenli depolama sayısı bugün 68’e ulaştı. Bu tesislerle 879 belediyede 44 milyon kişiye hizmet veriyoruz, inşallah 2023 yılında belediye sınırlarında yaşayan tüm vatandaşlarımız katı atık hizmeti alabilecek, yani çöp sorunu, çöp depolama sorununu tamamen ortadan kaldırıyoruz. 2012 yılı itibarıyla 956’ya ulaşan geri kazanım tesisleriyle ekonomiye yıllık 1 milyar liralık katma değer sağlıyoruz. Denizlerdeki kirliliği 208 istasyonla ölçüyor, anında gerekli tedbirleri alıyoruz. 2012 yılı itibarıyla 81 ilde 122 noktada hava kalitesi ölçümü yapıyoruz. Ülke genelinin yüzde 97’sinde çevre düzeni planlarını tamamladık. Ülke genelinde 8 bin 400 enerji kimlik belgesi uzmanı yetiştirdik. 2011 yılında enerji kimlik belgesi uygulamasını başlatarak, bugüne kadar 32 bini yeni bina olmak üzere toplam 34 bin 270 binaya enerji kimlik belgesi düzenledik. Artık yeni yapılan binaların enerji tüketimleri eski binalara göre yüzde 40 tasarruf sağlıyor, böylelikle ülkemizde yaşanan enerji kaybını yüzde 16 azaltmayı hedefliyoruz. Yeni binaların denetimini, tapu kadastro çalışmalarını, afet risklerini çok yakından takip ediyor; sağlam, sağlıklı huzurlu binalar inşa ediyor, inşa edilmesini sağlıyoruz.”
”Bize, bizim tarihimize bir tane Mimar Sinan yetmez”
Her alanda olduğu gibi çevre ve şehircilik alanında da slogan değil, somut iş ürettiklerine işaret eden Başbakan Erdoğan, ”Tabiattan aldığımız kadar tabiata vermeyi, bize bir emanet olan tabiatı en iyi şekilde muhafaza etmeyi kendimiz için, gelecek nesiler için, partimiz ve hükümetimiz için vazgeçilmez bir sorumluluk olarak görüyoruz” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bir hedef belirlediklerini ve kendilerinden sora gelecek nesillerin bu yoldan yürüyerek, bu hedeflere doğru emin adımlarla ilerleyerek, çok daha yaşanabilir şehirler inşa edeceklerini, çevreyi çok daha güçlü şekilde muhafaza edeceklerini belirtti.
Mimar Sinan ile her zaman iftihar ettiklerini ve etmeye devam edeceklerini söyleyen Erdoğan, ”Gençler, bizim bugün de yarın da yeni Mimar Sinanlara hem de çok sayıda Mimar Sinanlara ihtiyacımız var. Bize, bizim tarihimize bir tane Mimar Sinan yetmez. Bizim Selimiye gibi, Süleymaniye gibi nice muhteşem eserlerimiz bulunuyor; bunlara bakarak, bunların arasında oynayarak büyümüş, bunlar kadar güzel eserler ortaya koyabilecek ustalara ihtiyacımız var. Eğer biz, bu mimarları, bu ustaları yetiştirebilirsek çocuklarımıza, gençlerimize bu vizyonu verebilirsek, Allah’ın izniyle gelecek çok daha farklı olacaktır” dedi.
Erdoğan, açılışı yapılan hizmet ve eserlerin hayırlı olmasını dileyerek, bu hizmet ve eserlerin ortaya çıkmasında emeği geçen başta Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar olmak üzere tüm bakanlık çalışanlarına ve yüklenici firmaların her kademe çalışanlarına teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından değişik partilerden 13 belediye başkanına tüm belediyeleri temsilen çevre temizlik ve denetim araçlarının anahtarını teslim etti.
Erdoğan, Bosna Hersek Visoko Belediye Başkanı Amra Babic’e de çöp toplama aracının anahtarını verdi. Visoko Belediyesi’ne teslim edilecek araca Babiç ile binen Başbakan Erdoğan, aracı bir süre kullanarak, inceledi.
Başbakan Erdoğan daha sonra uzaktan bağlantı yoluyla Ordu, Kahramanmaraş, Afyonkarahisar, İstanbul, Manisa ve Niğde’deki katı atık bertaraf tesisleri ve atık su arıtma tesislerini hizmete açtı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm sürecinde, şehirleri afet riski taşıyan binalardan kurtarmanın ve çevreye duyarlı teknik altyapısını tamamlamış hale getirmenin ana hedefleri olduğunu belirtti.
Bayraktar, Bakanlık olarak hizmetleri tüm il ve ilçelere yaydıklarını, vatandaşlara daha iyi hizmet vermek için gayret gösterdiklerini söyledi.
Açılışı yapılan yatırımların 875 milyon liralık bölümünün Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, 625 milyon liralık bölümünün ise İller Bankası AŞ (İlbank) tarafından gerçekleştirildiğini ifade eden Bakan Bayraktar, şöyle devam etti:
”Yerel yönetimlere ait atık su arıtma tesislerinin enerji giderlerinin yüzde 50’sinin Bakanlığımızca karşılanması kapsamında 2012 yılı için yaklaşık 27 milyon lira ödedik. Çöplerimiz yüzde 60 oranında modern tesislerde ve düzenli şekilde depolanıp bertaraf ediliyor. Öte yandan 956’ya ulaşan geri kazanım tesisleriyle ülke ekonomisine yıllık 1 milyar lira katma değer sağlar hale geldik.”
Bayraktar, İlbank’ın Hazine’den aldığı ödeneği belediyelere aktarmanın yanında gelir getirici projelerden elde edecekleri ilave kaynakla belediyelerin çevreye duyarlı ve öncelikli yatırımlarına daha çok destek vereceğini anlattı.
Kentsel dönüşümlerin başarıyla yürütülmesi ve yaşanabilir çevrelerin oluşturulması için Bakanlığın merkez teşkilatlarıyla Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve İlbank’ta heyecanlı, titiz ve üretken bir yapı oluşturduklarını dile getiren Bakan Bayraktar, şunları kaydetti:
”Bu doğrultuda yürütmekte olduğumuz kentsel dönüşüm sürecinde, şehirlerimizi afet riski taşıyan binalardan kurtarmak ve çevreye duyarlı teknik altyapısını tamamlamış hale getirmek ana hedefimizdir. Böylece meydanları, parkları ve yeşil alanları yeterli marka şehirler oluşturarak, insanımızın daha mutlu ve daha huzurlu yaşamasını sağlayacağız. Açılışını yaptığımız tesislerin, teslimini yaptığımız temizlik araçlarının belediyelerimize, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını dilerim.”
Törene Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da katıldı.
“Temiz çevre için 1,5 milyarlık yatırım”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çevre kirliliğinin önlenmesi için yerel yönetimlere yaptığı yatırımların toplam maliyeti 1,5 milyar lirayı buluyor.
Bu kapsamda, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nce 311 belediye ve 21 il özel idaresine 332 çöp toplama, 2 vidanjör, 55 çevre denetim olmak üzere toplam 389 temizlik ve hizmet aracı dağıtıldı. Mobil denetim araçlarıyla çevre kirliliği yaşanan yerlerden numune alınarak, anında analiz yapılacak.
Törende, 365 tesis ve diğer yatırımların hizmete sunulmasının yanı sıra 212 atık su arıtma tesisinin enerji sarfiyatı giderinin 27 milyon liralık kısmı ödendi. 100 belediye ve 1 organize sanayi bölgesinin atık su arıtma tesisi ve kanalizasyon şebekesi için 55 milyon lira, 2 bin 200 belediyenin altyapı ve kanalizasyonu için 324 milyon lira hibe yardımında bulunuldu.
İller Bankası’nca yatırımı tamamlanan 211 kanalizasyon şebekesi, atık su arıtma ve derin deniz deşarjı tesisi, ayrıca İstanbul, Kocaeli, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Çanakkale, Bilecik, Yalova, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’nde toplam 39 hava kalitesi ölçüm istasyonu açıldı.
Törende 5 katı atık düzenli depolama tesisi, tehlikeli ve tehlikesiz atık geri kazanım, tehlikeli atık ara depolama, metan gazından enerji elde edilmesi, ambalaj atıkları geri dönüşüm tesisiyle Adana, Elazığ, Kastamonu, Manisa, Mersin, Yozgat’ta 6 tıbbi atık sterilizasyon tesisi de hizmete sunuldu.