Türkiye ekonomisine baktığımızda lokomotif sektör olarak tekstil, gıda, turizm,tarım ve yeni trend olarak inşaatı görüyoruz. Treyler ve konteyner üretimi henüz bu seviyelerde değil belki ama gösterdiği gelişimi de yadsımamamız gerekiyor. Özellikle 90’lı yıllardan itibaren malum globalleşmenin de etkisiyle sektör ciddi bir büyüme trendi yakalamış durumda. Ekonomilerin dışa açılması ve birbirlerine daha fazla entegre olması ile ülkelerin ticaret hacimleri artış gösterdi. Paralelinde taşımacılık sektörünün gelişmesiyle üst yapı ekipmanlarının üretiminde de yükseliş devam ediyor. Bugün ülkemizde iç ve dış pazar toplam yıllık ortalama 16 bin ünite satışı yapılıyor.
Bu gelişimle birlikte sadece adetler büyümüyor aynı zamanda müşteri beklentilerinin değişmesi ve maliyet yönetimi gibi nedenlerle araçların özellikleri de gelişiyor. Taşımacıların intermodal operasyonları daha çok tercih etmesi de, farklı tür ve özellikteki bu araçların üretiminde artışa neden oldu. Roro gemileri kullanımının yaygınlaşması konteyner ve onu taşıyacak şasi ihtiyacını beraberinde getirdi. Aynı şekilde tren taşımacılığına geçiş treyler ve konteyner ünitelerinin trene uygun olarak üretilmesine etki etti. Bu noktadan itibaren yapılması gereken sürdürülebilir bir gelişim ve yenilik sağlamak. Türkiye’nin coğrafi konumunu da göz önünde bulundurarak bunu bir fırsata çevirip, bu sayede dünyadaki pazar payını arttırır hatta üretim merkezlerinden biri olmamızı sağlayabiliriz. Bunun için trendi iyi takip edip, yenilikçi bir yaklaşım içinde olunması gerekiyor.
Lojistik sektörü de filo planlaması yaparken müşteri beklentileri, yük güvenliği ve çevre politikaları gibi nedenlerle yeni ihtiyaçlara göre ekipmanlarını belirliyor. Bu standartları yakalamak için çeşitli teknolojiler kullanılıyor. Örneğin, yeni nesil filolarda akıllı sistemler aracılığıyla araç hareket halindeyken damperin kalkmasını engelleyen sistemler gibi çeşitli özellikler var. Treyler ve konteyner takibi için çeşitli sensörler ve takip cihazları da oldukça yaygınlaşmış durumda. Treylerin kapısı açıldığında araç içi kameralar aracılığıyla fotoğraf gönderen, yasaklı bölgelerde bekleme yaptığında fotoğraf ve merkeze alarmlar gönderen takip sistemleri mevcut. Fakat bu sistemlerin geliştirmeye açık yönleri var tabiki. İntermodal operasyonlar yaygınlaştığı için çekici ve treylerin birbirlerine bağlı olarak seyahat ettiği süreler azalmış durumda. Treyler seferinin uzun bir kısmını gemi ve trenlerde geçirdiğinden takip cihazları şarj olamıyor. Bu nedenle şarj konusu henüz önümüzde çözülmesi gereken bir sorun olarak duruyor ve bunu sistem maliyetini yükseltmeden yapmamız gerekiyor.
Araç takip sistemlerindeki bir başka konu da montaj ile ilgili. Treyler ve konteyner için takip sistemlerinin montajında bir standart yok. Lojistik şirketleri montaj konusunda, partnerleriyle beraber kendi çözümlerini getirmeye çalışıyorlar fakat bir çok araç tipi bu cihazların montajı için uygun değil. Bu nedenle beklenen kalitede ve cihazların güvenliği sağlanmış bir şekilde montaj yapılamamış oluyor. Burada, araç takip sistemleri hizmeti verenler ile treyler üreticileri ortak bir platformda çözüm arayışına gidebilir. Böylece ekipmanlara bu konuda bir standart kazandırılabilir ve sektör için rekabet gücünü arttıracak bir unsur olarak görebiliriz.