Bahaeddin!
Eğer daima cennette olmak istersen,herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma!Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma! Merhem ve mum gibi ol!İğne gibi olma! Eğer hiç kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen, fena söyleyici fena öğretici fena düşünceli olma . Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, daima sevinçiçinde olursun… İşte o sevinç Cennetin ta kendisidir. Eğer bir kimseyi düşmanlıklaanarsan, daima üzüntü içinde olursun. İşte bu gam da cehennemin ta kendisidir.
Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi çiçeklenir, gül ve fesleğenlerle dolar. Düşmanları andığın vakit, için dikenler ve yılanlarla dolar, canın sıkılır, içine pejmürdelik gelir.Düşmanını sevmek, düşmanının da seni sevmesini istersen, kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle, o düşman senin dostun olur; Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır…
Sevgi insanlar arasında bir bağ oluşmasını sağlar, Mevlana felsefenin ardında yatan bir gerçek var ise bu sevgiden kaynaklanmaktadır.Sevgi yoksa, sevmek duygusu yitirilmişse ,soyutlanmışsa insan, yaşam enerjisini tamamen yitirmiş demektir. Yaşam enerjisini yitiren birinin mutluluğu söz konusu bile olamaz.Hem mutlu olmak hem de mutlu etmek mümkün o zaman. Stres küpü insanlar görürüz çevremizde. Ağızlarından çıkan her söz öfkeye bürünmüştür. Yüzleri hiç gülmez. Başkalarının gülümseyişleri de onları hiç etkilemez, hatta sinirlerini bozar. Sevgi yoksunudur bu insanlar. Ne Sevgiyi yeşertecek, yaşatacak enerjileri yoktur çünkü. Mutsuzlukları da bundandır.