Baharı iliklerimize kadar hissedebildiğimiz, kanlarımızı kaynatan, içimizi kıpırdatan mayıs. Mis kokulu yeşilliklerde tabiatın canlandığı, ruhların tazelendiği, duyguların dirildiği mayıs.
İkinci pazarında ANALARIMIZA sarıldığımız, belki yokluklarında bir kez daha keşfettiğimiz, varlıklarıyla umutlandığımız ANALARIMIZIN mayısı. Şefkat dolu kucaklarına sığındığımız, boyunlarına sarılıp huzur bulduğumuz, ellerinden saygıyla-minnetle öptüğümüz ANALARIMIZ, gününüz kutlu, varlığınız daim olsun.
19’unda Samsun’da doğan güneşle uyanıp, var olma mücadelesiyle dünya ya örnek olduğumuz…Bağımsızlık adına bir adımla başlayan, nice on dokuzlarda anlam bulan mayıs… Bir 19 Mayıs sabahında aydınlandığımız, her 19 Mayıs’ta gençleriyle gururlandığımız yüce Atam…Bin selam sana.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği Haftası…4-10 Mayıs…Hiç duyduğunuz mu veya fark ettiniz mi ? Her geçen gün iş kazalarının arttığı güzel yurdumda böylesi önemli bir haftayı, kutlama şansınız oldu mu ?
Madde 17: Yaşama, Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme Hakkı;
Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
Madde 50: Yaş, Cinsiyet ve Güce Göre Özel Korunma;
Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.
Madde 56: Herkesin Sağlıklı ve Dengeli bir Çevrede Yaşama Hakkı;
Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.
Madde 60: Sosyal Güvenlik;
Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Madde 77 : İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.
İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar.
Yasadan da açıkça görüldüğü gibi iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli tedbirleri almak hem işverenin hem çalışanların hem de mevzuat ve denetimle devletin görevidir.
İş kazaları ve meslek hastalıkları konusundaki son yıllardaki istatistiklerden konuşursak, manzara şu şekilde;
2002’de 878 kişi, 2003’de 811 kişi, 2004’te 843 kişi, 2005’de 1096 kişi, 2006’da 1601 kişi, 2007’de 1044 kişi, 2008’de 866 kişi, 2009’da 1171 kişi, 2010’da 1454 kişi, 2011’de 1710 kişi, 2012’de 745 kişi, 2013’de 1203 kişi (daha açıklanmadı ama İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi tarafından açıklanan veri bu şekilde) iş kazalarında yaşamını yitirmiş. Yüz bin işçi’de ölüm oranı 2003-2012 yılları arasında son 10 yılda 13,55 olmuş. Avrupa’da 15 ülkede bu oran, yüz binde 1.8-2 civarındayken bizde yüz binde 13-14 civarında (kaynak: Eurostat, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu verilerinden hazırlanmıştır). Demek ki insan hayatına iş sağlığı ve güvenliği alanında daha çok değer vermemiz, konuya daha çok eğilmemiz gerekiyor. Bu konuda maalesef Avrupa’da 1. durumdayız, dünyada da hatırı sayılır bir yerdeyiz.
2014 yılının Nisan ayına kadar geçen zaman zarfında iş cinayetlerine 369 çalışanımız kurban verilmiştir. Türkiye her yıl, Van depreminde kaybedilen insanların iki katına yakın insanını iş kazalarında yitirmektedir.
27 yıldır İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası düzenleniyor ancak Türkiye‘nin iş kazalarındaki gerçeği ne yazık ki değişmiyor.
Tam bu yazıyı kaleme almıştım ki; Soma’dan çok çok elim maden kazası haberini aldım. Sanki bir şeyler malum olmuşçasına “işçi sağlığı ve iş güvenliği”ne dair yazmak istedim. İçim yandı, hala da yanıyor. Çok acı…Hem de çok…
Rahmetle, saygıyla, vicdan azabıyla…