Geçmiş bir bayram günü köyümde çok güzel bir iletişime şahit oldum. Benim köyüm Karadeniz’de yemyeşil bir ormanın içinde… Köyümde, bir gelenek gibi bayram sabahı çarşıya inilir. O sabah da bütün çoluk çocuk hepimiz yola çıktık, minibüs bekliyoruz. İki yaşlı amca da kütüklere oturmuş sohbet ediyorlar.
Amcalardan biri diğer amcaya soruyor.
-Ahmet Efendi Ahmet Efendi çarşıya mı gidiyon?”
-Ahmet Efendi cevap veriyor.
-Yok yok çarşıya gidiyom
-Diğer amca cevap veriyor.
-Hıı bende çarşıya gidiyon sanmıştım.”
Öyle güzel iletişim kurmuşlardı ki…
İletişim dediğimiz şey mesajların alınıp verilmesi değil miydi? Günlük yaşantımız içinde karşılıklı olarak bunu yapmıyor muyduk?
Evet yapıyoruz. O zaman biz iletişim içerisindeyiz ama sağlıklı bir iletişim mi ya da günümüz ismiyle etkili iletişim içerisinde miyiz? Bunu bir düşünmek lazım. Etkili iletişim dediğimizde bireylerin birbirlerine saygı ile davranarak, birbirlerini doğru anlamalarından ve anlaşılmalarından bahsetmemiz gerekir. Bunu yapabilmek için 2 şeye dikkat etmemiz gerekiyor. “Saygı ve Gizlilik.”
Herkesi sevmek zorunda değiliz ama herkese saygı duymalıyız. Hepimiz birbirimizden farklıyız bu farklılıkları kabul edip iletişime ön yargısız başlamalıyız. Sonrasında paylaşılan mesajları kalbimize gömüp iletişim kurduğumuz kişi izin vermediği sürece başkalarına söylememeliyiz. İletişim sürecini de sağlıklı bir şekilde yürütmek yani karşı tarafı doğru anlamak ve kendimizi doğru ifade etmek gerekir
Mesajı doğru alabilmek için dinlemek gerekir. Gerçek anlamda dinlemek… “Sen anlat anlat, ben seni dinliyorum” deyip başka işle uğraşanlara sesleniyorum. Karşınızdaki kişiye saygı gösterin ve onun yüzüne bakarak sadece dinleme işiyle uğraşın. Dinlemek için müsait değilseniz de bunu lütfen söyleyin. Sonrasında daha büyük sorunlara yol açıyorsunuz. Karşınızdaki kişiyi dinlediğinizi hissettirmek önemlidir. Kişi kendini daha rahat ifade eder ve bu da mesajın anlaşılmasını kolaylaştırır.
Mesajı iletmek içinse az ve öz olalım. Doğru zamanda, doğru yerde ve doğru kişiye, mesajı iletmek gerekir. Aksi takdirde sizi anlayan birini bulmanız zor olacaktır.
İş hayatında da “etkili iletişim” performansın sihirli araçlarından biridir. Performans sistemlerindeki en büyük sorun; çalışanların kendilerinden neyin beklenildiğini tam olarak bilememelerinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla “çok çalışıyorum ama kimse beğenmiyor.” düşüncesi yaygınlaşıyor. Ne için çalıştıklarını ve ne elde etmeleri gerektiğini bilmeden performans göstermeye çalışıyorlar. Gelecekte var olabilmek için şirketler, çalışanlarıyla etkili iletişime geçmeli ve şirketin hedefini, hangi amaca hizmet ettiğini bunun için çalışanlarından ne beklediğini söylemelidir. Ancak o zaman şirketler, bireysel performanslarını yükseltmiş çalışanlara sahip olmanın verdiği güçle, rekabet edebilirliklerini arttırabilirler.
Görüldüğü gibi her şeyin başı iletişim
Herkese bol bol “Etkili İletişim” diliyorum.