Lider olabilmenin gizemi öncelikle nitelikli insan olmaktan geçer. Nitelikli insan; kendini tanıyan ve yaratıcıyı idrak edendir. Yaratıcıyı bilene bu dünya seyran olur, bilmeyene bu dünya viran olur.
Lider insan bir an olsun dünyanın faniliğini unutmaz. O zaman lider insan her iki cihanın da sırrına erendir.
Maalesef günümüzde insanlar, imaj, makam, ego ve karizma adıyla takdim edilen, kişiye gerçek anlamda fayda sağlamayan cilalı boş söz ve eylemlerle yanlış alanlara sürüklenmektedir. Bu durumda birçoğumuzun da tercihidir. İnsanın içindeki gerçek değeri ve liyakatini ortaya koymak yerine, dış unsurların boyalanıp ve süslenip ortaya çıkarıldığı yaklaşımlar geçici olarak kişiye hava katsa da bu şişme balon en küçük darbeyle kısa sürede sönmektedir. İşte o zaman o insan toplumda komik duruma düşmekte, bulunduğu ortamdan kaçacak yer aramaktadır.
LİDERLİK KİŞİ SADECE KENDİNDEN DEĞİL, HAKTAN DA GELEN BİR ÖZELLİKLE VAR OLUR
Yaradanını bilmeyen, ona şükretmeyen, değerlerini korumayan ve yaşamayan bir canlı (insan) nasıl olur da başkalarına faydalı olabilir. Bu mümkün müdür?
Lider insan önce kendine hâkim olmalıdır. İç dünyası ile barışık olmayan, çatışma içerisinde olan insanın kalıcı bir lider olması nasıl düşünülebilir? Kendine hakim olamayan insan başkasına otorite kurabilir mi?
Önce anne, baba, kardeş, eş ve çocukları ile iyi ilişkiler kuramayan, ailesinin nezdinde lider olamayan bir insan topluma nasıl liderlik yapabilir?
Yaşayışıyla örnek olmayan, üstün ahlaki değerleri ve toplumu temsil yeteneğini olmayan bir lider var olabilir mi?
Lider insan etrafındaki insanları araç olarak değil amaç olarak görür. Onlara saygı duyar ve fikirlerini olabildiğince uygulamaya alır.
Toplum nezdinde samimi görünmeyen, iç hesapları olan, itibarı olmayan, halkın sahiplenmediği lider gerçek lider değildir. Halkta karşılığınız yoksa lider değilsiniz.
Lider insan diliyle değil icraatlarıyla yükselendir. Yükseldikçe eğilen, eğildikçe yücelendir. Kibir, kin, nefret ve şehvetten uzak durandır.