Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Genel Sekreteri Selami İleri ile keyifli bir röportaj/sohbet gerçekleştirdik. Selami Bey’e bizlere vakit ayırdığı için teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Tamamı Ankara’da geçen ilk orta ve lise tahsilimin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü 1992 yılında bitirdim. Mesleğe ilk olarak Kayseri’de, “MKE Taksan Takım Tezgahları Fabrikası’nda imalat mühendisi olarak başladım. Bu güzide tesiste Türkiye’nin ilk yerli CNC takım tezgahının imalat mühendisliğini yaptım ve ardından 1995 yılında şu anda Genel Sekreterliğini yürüttüğüm TARMAKBİR’de teknik müşavir olarak işe başladım. Bu anlamda, aynı işyerinde 22. çalışma yılına girmek üzereyim. Mevcut görevimin yanı sıra Agrievolution Tarım Makinaları Birlikleri Küresel İttifakı’nın Yürütme Kurulu Dönem Başkanlığı ve sektörümüzle ilgili kurul, platform ve federasyonlarda icra makamlarında görevlerim söz konusu.
Okuyucularımıza TARMAKBİR kuruluş hikâyesini anlatır mısınız?
Ürettikleri tarım makinalarının mevzuata tabi işlemleri için Ülkemizin muhtelif yerlerinden Ankara’ya gelip gitmek zorunda kalan tarım makinesi üreticileri bir gün Tarım Bakanlığı bürokratlarından Makine Dairesi başkanı Tahir Yetim’in sürpriz teklifiyle karşılaşırlar. “Siz neden sadece bu işlemlerin takibi için Türkiye’nin dört bir tarafından buraya geliyorsunuz ki! Bu işler için buraya gelmeyin, Ankara merkezli bir dernek oluşturun, orada personel istihdam edin ve o ekip derneğe üye olan herkesin işlerini takip etsin” diyen Tahir Yetim’in bu önerisi, tarım makinesi üreticilerinin bir çatı altında birleşmelerini beraberinde getirir.
Sektörün önde gelen firma yöneticileri ilk kez 05 Eylül 1977 yılında bir araya gelip bir tutanak hazırlayıp imzalarlar. Bu tutanakta birlikte derneğin kurulması çalışmaları için bir müteşebbis heyeti seçerler ve derneğin kuruluş işlemlerine dair masraflar aralarında para toplarlar. 06 Şubat 1978’de derneğin kuruluşu gazetede ilan edilir. Böylece TARMAKBİR de kurulmuş olur.
TARMAKBİR in kuruluş amacı nedir?
Biraz önce belirttiğim üzere TARMAKBİR’in kuruluş amacı, şu andaki misyon ve vizyonumuzdan çok daha farklı bir şekilde gelişmiş. Tabii su akmış ve yolunu bulmuş. Geçen zaman içinde, esas olması gereken olmuş ve TARMAKBİR daha efektif çalışmalara başlamış. Mesela makine sektöründe yabancı bir kurumla Bakanlar Kurulu kararı ile işbirliğine giden tek Birliğimiz. Üstelik bunu 1990 yılında başarmışız.
Derneğiniz kuruluşundan bugüne kadar olan hedeflerine ulaştı mı sizce?
TARMAKBİR aslında kuruluş hedeflerine çoktan ulaştı ama gelişen ve değişen vizyonumuz kapsamında daha alacağımız çok yol, varacağımız hedefler var. Bu yollar nedir derseniz; ihracatı geliştirme, Üyelerine Ar-Ge ve inovasyon konuları ve Üniversite-Sanayi işbirlikleri kapsamında yol göstermek, mevzuatlara katkı noktasında daha fazla etkinlik ve fuarcılık konusunda daha fazla çalışmamız lazım. Üniversite-Sanayi işbirlikleri kapsamında ilgili Üniversitelerimizle sürekli bir temasımız ve işbirliklerimiz söz konusu. Bu işbirlikleri kapsamında 2013 yılında, konusunda uzman akademisyenlerden oluşan bir Proje Koordinasyon Grubu kurduk. Bu grup aynı zamanda, ulusal ve uluslararası çeşitli platformlarda bilimsel ve teknik konularda Birliğin temsili görevini de üstlenmektedir. Bu grubun yanı sıra Ankara ve Hacettepe Üniversitesi – Teknoloji Transfer Merkezleri ile de işbirliğine gitmiştir.
Özellikle ihracata çok önem veriyoruz ve bu kapsamda Üyelerimizi yurt dışında marka olmuş firmaların fabrikalarına teknik geziler kapsamında götürdük ve bu kapsamda Almanya, Avusturya ve İtalya’da yirmiye yakın fabrika gezdik.
Geçtiğimiz sene başlattığımız Ekonomi Bakanlığı destekli UR-GE projemiz kapsamında farklı konularda eğitim faaliyetleri düzenledik ve düzenlemeye de devam edeceğiz. Son 6 ayda İran’da ve Cezayir’de düzenlenen fuarlara UR-GE projemizde yer alan Üyelerimizle birlikte iştirak ettik. Üstelik bu faaliyeti broşürlerle değil 3 tır dolusu tarım makinası götürerek yaptık. İhracat kadar önem verdiğimiz bir diğer konu ise eğitim.
Çeşitli dönemlerde çok farklı konularda eğitim faaliyetleri düzenliyoruz.
Sektörümüzün uluslararası arenada tanıtımına katkı sağlamak adına hem kendi olanaklarımızla hem de Makine Tanıtım Grubu şemsiye altında dış fuarlara katılım sağlıyoruz.
Dış fuarlar kadar önem verdiğimiz bir diğer konu ise örgütlenme. Şu an sektörde küresel ölçekte 3 tane tepe örgüt var. Bunlardan Agrievolution, küresel çapta, CEMA; AB özelinde, ReCAMA ise Asya ve Pasifik ülkeleri kapsamında faaliyet gösteren çatı örgütler ve TARMAKBİR, her 3 örgütte de yer alan dünyadaki tek birlik. Kurucuları arasında yer aldığımız Agrievolution’ın dönem başkanlığını da yürütmekteyiz.
Bunun yanında TARMAKBİR, sektörel bir sivil toplum kuruluşu olarak, üyelerinin sorunlarını ve görüşlerini ilgili kurumlarla müzakere etmek ve sektöre ilişkin mevzuatların ya da standartların oluşturulma ve güncellenme aşamasında üyelerinin görüşleri doğrultusunda taraf olmak amacını da taşımaktadır. Böylelikle TARMAKBİR, her üretim konusundan ve her ölçekten çok sayıda üyesiyle sahip olduğu yüksek temsil gücü sayesinde, Türk Tarım Makineleri Endüstrisi’nin paydaşları için bir araya gelme, haberleşme ve müzakere etme platformu görevi görmektedir.
TARMAKBİR, faaliyet amaçlarını gerçekleştirebilmek amacıyla yurt içinde ve dışında sürekli olarak kamu, özel sektör ve akademi çevrelerinden sektör paydaşları ile irtibat halindedir. Özellikle yurt içinde, kamu sektörünün tarım makineleri ile ilişkili olan çeşitli komitelerine TARMAKBİR de davet edilmiş olup Birliğimiz bu komitelerde üyelerini temsilen varlık göstermektedir. TARMAKBİR yine özellikle yurt içinde, kendisi de sektörü bir araya getirici ya da eğitici etkinlikler düzenlemekte ya da düzenlenen etkinliklere iştirak etmektedir.
Hangi sektörlere ait üyeleriniz bulunmakta?
Tarım ürünlerinin gıda sanayi içinde yer alması safhası bizim sınırımız diyebilirim. Bu kapsamda toprağı işlemeden ekime, sulamadan ilaçlamaya, hasattan, hayvancılığa bütün mekanizasyonla ilgili konular yani traktörden tarım römorkuna, balya makinasından pulluğa, süt sağma sistemlerinden gübreleme makinalarına kadar hepsi bizim uhdemizde. Dolayısıyla çok geniş bir skalada Üye profilimiz söz konusu.
Üyelerinizden gerekli desteği alabiliyor musunuz?
Elbette farklı konularda destek aldığımız projeler, mevzuatlar vb işler oluyor. Zaten birlik olmanın önemine inanan yaklaşık 250 Üyemizle yolumuza devam ediyoruz. Tabii TOBB gibi zorunlu bir Üyelik sistemi söz konusu olmadığı için, faaliyetlerimizi sürdürecek nispette bir finansal güce ulaşmada sıklıkla zorluk çekiyoruz. Finans açısından homojen olmayan bir Üye profilinde, homojen bir aidatla yola devam etmenin güçlüğünü hep yaşadık, sistem yani dernekler mevzuatı değişmediği sürece bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz. İşyerinde 3-5 kişi istihdam eden Üyelerimiz olduğu gibi, 700-800 kişi istihdam eden Üyelerimiz de var. Bu durumda aidatları hangi ölçeğe göre ayarlayacaksınız? Diğer yandan vizyonumuzdaki hizmetlerin verilebilmesi ancak ciddi bir finansal rezerv ile mümkün. Aslında bu ciddi diye nitelediğimiz bütçeyi, Üye sayısına böldüğünüzde ciddi rakamlar olmadığı da görülmektedir. 22 yıla yaklaşan tecrübemle şu örneklemeyi yapabilirim. Ortada tıkır tıkır işleyen bir saat var. Tabii görünen yüzü sadece kadran, akrep ve yelkovan. Ama bu saatin içindeki dişlilerin, zembereğin bir ahenk içinde çalışmasını sağlayan ama gözle hiç görülmeyen o sistemi biz yönetiyoruz. Sanırım görülmediğimiz için önemimizi fark edilmeyebiliyor.
Makina Sektörü hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Makine sektörü özellikle Makine Tanıtım Grubu’nun kurulmasından sonra kayda değer bir ivme kazandı. MTG ile birlikte Makine Sanayi Sektör Platformunun kurulmasının ardında hem dikey hem de yatay anlamda sektörel faaliyetler ve birliktelik arttı. Yurt dışında hem bireysel hem de müşterek faaliyetlerimiz yani fuarlar, alım heyetleri, road show’lar alt sektörlere bir dinamizm sağladı. Bu da üretimimize ve elbette ihracatımıza yansıdı. Makine sektörünün bundan sonraki vizyonunda katma değeri yüksek üretim var. Ve bu kapsamda öncelikle üç şeye ihtiyacı olacak. Birincisi ihracat için reel desteklerin hayata geçirilmesi, üretimde haksız rekabetin önlenmesi ve Türkiye’ye ihracat yapabilmesinin önündeki engellerin kaldırılması. “Türkiye’ye ihracat” derken elbette bir imâm söz konusu. Ülkemizin ithal ettiği makinaların çok önemli bir kısmının, Türkiye’de üretilen veya üretilebilecek makinalardan oluşması, bu imâmın sebebi. Umarım, bu konuları yakın zamanda gündemden düşürebiliriz.