Geçmişimizden bugüne yaşadıklarımızı bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirdiğimizde, uzun yıllara sığan yaşanmışlıkların aslında dakikaları, hatta saniyeleri aşmadığını görüyoruz.
Kimi zaman heyecanla, kimi zaman endişeyle, kimi zaman merakla ve korkuyla beklediğimiz olaylar, şimdi aklımızda kaldıkları kadarıyla birer hatıra olmuştur bizim için.
Birçok hatıramızı unutsak bile, yaşadığımız süre boyunca göstermiş olduğumuz her tavır, sarf etmiş olduğumuz her söz, aklımızdan geçen tüm düşünceleri Allah (c.c.) yüce katında bizim için eksiksiz olarak saklamış durumdadır. Biliyoruz ki o gün geldiğinde saklı hiçbir şey kalmayacaktır.
Hayatımız boyunca karşılaştığımız olaylara farklı farklı tepkiler veririz. Olaylar istediğimiz şekilde gelişir ve menfaatimize uygun olursa pozitif tepkiler veririz. Etrafımıza mutluluk saçarız. Ancak beklenmedik gelişmelerle karşılaştığımızda isyan ederiz. Sonuç daha da kötü ise kontrolden tamamen çıkar, kendimize ve çevremize zarar veririz. Her iki durumda da “Hayır ve şer Allah’tandır” neden demeyiz?
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah (c.c.) bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216)
Peki, neden bu kadar çelişki içerisinde bir hayat yaşıyoruz? Neden samimiyetsiziz? Neden mutlu ve huzurlu değiliz? Neden bu kadar hırsımız ve hesabımız var? Neden var olan ile yetinmiyor, şükretmiyoruz? İstediğimiz, planladığımız ve hayal ettiğimiz işler olmayınca insanlıktan neden çıkıyoruz?
Şems-i Tebrîzî Hazretlerinin değişiyle zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden neden olamıyoruz?
Çünkü ölümü unutuyor, her an aklımıza getirmiyoruz.
Şems-i Tebrîzî Hazretleri her nerede bir cenaze görse, “Ah! Bu cenazenin yerinde ben olsaydım. Onun yerine beni defnetselerdi,” dermiş. Bunu işitenler, “Niçin böyle söylüyorsun?” dediklerinde, onlara; “Âşık olanlar maşuklarına bir an önce kavuşmak isterler. Maksatlarına en kısa zamanda ulaşmaları makbul değil midir?” diye cevap verirmiş.
Katıldığımız veya gördüğümüz cenazelerde hangi birimiz rahmetlinin yerine beni defnetselerdi demeyi bırakın, aklımızdan geçirebiliyoruz…