Merhabalar,
Bu yıl gerçekten çok ilginç bir yıl oluyor, artık 13 rakamından mı, yoksa olması gerektiği için mi orasını bilemiyoruz ; ama bir gerçek var ki 2013 senesi, hem sosyal hayatta hem de iş hayatında çok hareketli ve sıradanın biraz dışında bir sene olma özelliğini daha en başından göstermeye başladı.
Özellikle sanat dünyasından ve sosyal yaşamdan tanıdığımız birçok ünlü ismi bu yılın daha başında ardı ardına kaybettik, bunun yanında birçok büyük firmadan da kötü haberler aldık.
Gazetelerde ve televizyonlar da son dönemde sıkça duymaya başladığımız bir kavram var “İflas Erteleme”, birçok büyük firmanın hatta bazı yabancı büyük firmaların bile adlarıyla birlikte anılmaya başlanan bu kavram kulağa biraz ürkütücü geliyor. Aslında bizim bildiğimiz kavram “İflas Etmek”. Peki nedir bu İflas Erteleme?
Aslında öncelikle İflas kavramına biraz açıklık getirmemiz gerek. İflas: Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararıyla saptanan ve ilan olunan tüccarın durumudur. İflas devletin zor kullanma yollarından birisidir aynı zamanda. Yani iflas eden bir tüccarın bütün mal varlığına devlet tarafından el konulur, mal varlığının hepsinin, borçların tamamına karşılık gösterilmesi söz konusudur. Yani anlayacağınız iflas demek hapı yuttun demektir.
Şimdi gelelim “İflas Erteleme” durumuna, iflas erteleme: Mali durumu bozulan şirket ve kooperatiflerin sermayesinin korunması için gerekli tedbirlerden birisi olarak Türk Ticaret Kanunu tarafından düzenlenmiş bir uygulamadır. Mahkeme, şirketin mali durumunun düzeltilmesini mümkün gördüğü takdirde yönetim kurulu veya bir alacaklının talebi sonucunda iflas erteleme kararı verebiliyor. İflas erteleme sonucunda borçlu firma normal faaliyetlerine devam edebiliyor. Kamu alacağı ve SSK primleri dahil hiçbir yasal takip yapılamıyor. Mahkeme, kayyumun verdiği raporlara göre iflas erteleme süresini sona erdirebildiği gibi, 4 yıla kadar da uzatabiliyor veya firmanın iflasına karar verebiliyor.
Görüldüğü gibi iflas erteleme de tüccarlara tanınan bir hak, bir şirket iflas erteleme aldığı zaman ona devlet dahil kimse dokunamıyor, bu kısım çok önemli çünkü iflas erteleme isteyen bir firmadan 4 yıl boyunca kesinlikle alacak takibi yapamıyorsunuz.
Yılın ilk iki ayında sadece İstanbul’da 30’a yakın firma iflas erteleme için mahkemelere başvurdu. Bu da piyasalarda gerçekten büyük tedirginliklere yol açıyor. Düşünün ki karşınızda müşteri olarak gördüğünüz büyük bir firma var ve buna mal satmak istiyorsunuz. Tabiri caizse kapı gibi diyorsunuz, çok sağlamlar, hiçbir şey yoksa malları var. Almak isteği ürünleri veriyorsunuz sonra bir bakıyorsunuz ki firma iflas erteleme istemiş, firmanın ve ortaklarının hiçbir şeyine dokunamıyorsunuz. İcra takibi yapamıyor alacağınızın peşinden gidemiyorsunuz, yani kısacası el elde baş başta kalıyorsunuz.
Bu arada firma 4 sene boyunca dokunulmaz olarak ticari hayatına devam ediyor, dört senenin sonunda mahkeme son duruma bakarak ya firmanın iflasına ya da iflasın iptaline karar veriyor; işte sizin için alacağınız ile ilgili süreç ancak o zaman başlıyor. Tabi alabileceğiniz bir şey kaldıysa.
Bu durumu bütün iflas erteleme isteyenler kötü niyetli kullanmıyorlar tabi; ancak aralarında kötü niyetli olanlar da var. Özellikle son dönemdeki bu iflas erteleme sayısındaki yükseliş insanın aklına ne yazık ki bu ihtimali de getiriyor.
Sonuç olarak siz siz olun, büyük küçük demeyin ve mal verirken işinizi sağlama almaya çalışın. Umarım kısa süreler içerisinde piyasalarda bulunan ve piyasalara sürekli güven kaybettiren bu insanlar elenerek, dürüst iş yapan, geleceği hedefleyen ve ülkeye katma değer sağlayan insanların daha sağlıklı iş yapacakları güven ortamı yeniden sağlanır.
Kendinize iyi bakın.