Merhaba Dostlar…
Yine, yeni ve yeniden bir merhaba.
Bizden bir merhaba, içten bir merhaba.Dostça bir merhaba.
Yenilenmenin heyecanıyla, eskimeyen bir merhaba…Öyle ya biz yine biz, biz yine aynı biz.
Evet Dostlar, bundan böyle sizlere yepyeni bir dergide buluşmanın heyecanıyla dopdoluyuz.Artık biz kendi dergimizde sizlerleyiz.
Nerde olursak olalım biz; birlikten gücün doğduğuna inanmışlığımızla, sevgiye duyduğumuz inançla, insan olmanın erdemini ilke edinmişliğimizle, vefamız ve onurumuzla; mesleki deneyimlerimizi aktarmak, bilinmeyeni gündeme getirmek, unutulanı anımsatmak ve elimizdekini-içimizdekini paylaşmak üzere bu yola çıktık.Amacımız söylenmemek, söylemek.
Neden peki ? Sizler ki; belki fark edilmeyen ama ciddi anlamda ekonomik değer üreten çok ama çok önemli girişimcilersiniz.Sadece işgücü istihdam eden ticari işletmeler değilsiniz.Bir yandan ithalat diğer yandan ihracat yapan, ciddi anlamda mühendislik çalışması ile Ar-Ge çabası ortaya koyan ve dünyanın pek çok bilinen markasıyla dişe diş rekabet eden firmalarsınız. Birkaç cümleye sığdırmaya çalışılınca bile ne denli çok yönlü bir faaliyet içerisinde olduğunuz göze çarpıyor.Bu anlamda doğaldır ki; bu denli fazla içeriğin sıkıntısı,derdi de fazla olacaktır.Sıkıntılar ortak olunca çözüm arayışlarında bireysel kalması sonuca ulaşma şansını maalesef ki azaltıyor.Kısa vadeli ara çareler çözüm olmadığı gibi bir süre sonra çok daha büyük bir dağ olup üstümüze çökebiliyor.O zaman ortak ve kalıcı çözümler üretebilmek için birlik olmaya, birlikte hareket edebilmeye ihtiyacımız olduğu muhakkak.
İşte ARÜSDER çözüm arayışımızın resmi platformu, bu dergi ise bu arayışların buluşma noktasıdır. Söylenmemek, söylemek için.Çare değil çözüm için. Tek başına benler değil hepimizin katıldığı BİZ için.
Önce bizlerden başlasın birliğe giden yoldaki güçlü uyanış. Birken iki, ikiyken beş, beşken onlarca olabilmek böyle mümkün.
Birlikten doğsun gücümüz.Haydi dostlar, bu güç bizim olsun…
“Örs isek sağlam durmak, çekiç isek sağlam vurmak için” bu çağrı. Dayanıp başarmak, çalışıp kazanmak için. Hani bilmediğimiz şeyler değil bu okuduklarınız. Ama belki de unuttuklarımız. “Aman canım bir benle mi ?” demeyin.
Çünkü ben dün “bir” idim. Eminim içinizden en az bir kişi daha “doğru ya” diyerek yüzüne hafif bir tebessüm konduruvermiştir. Eh, olduk mu “iki”.
Hele o tebessümü gören biri daha varsa emin olun o da “üçüncümüz” olmuştur. Şayet alay değilse sebebi hiçbir insan tebessüm edene kızamaz. Bizim hayatlarımızdaki en büyük eksiklik de bu ya zaten ! Çocukluktan bu yana “gülme, deli zannederler” felsefesiyle büyütülmüş olmamız. Ama aslında deli denilecek psikolojik bozukluklarda hasta gülmüyor dostlar, ağlıyor. O zaman dönelim içimize ve yüzümüzden tebessümü, içimizden hoş görüyü eksik etmeyelim…Göreceksiniz o zaman bahar bahar gibi hayat hayat gibi gelecek size.
Biz bu baharda hayat bulduk.Tebessümle, hoşgörüyle, vefayla ve sevgiyle nice baharlara…
GELİN CANLAR BİR OLALIM
İŞİ KOLAY KILALIM
SEVELİM SEVİLELİM
BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.