Çünkü her yeni teknolojinin bir ‘ürün’ olarak hayata karışması, bir başka deyişle ticarileşmesi gerekiyor. Hepsi için gerekli olan ise işbirliği… Girişimcilerin, araştırmacıların ve akademisyenlerin, tabir-i caizse kol kola yürümeleri; değişen dünyaya yetişmenin çok önemli bir kuralı artık…
Çünkü bir ülkenin küresel arenada rekabet edebilmesi, ‘yeni bilgi üretebilmesi’ ‘teknolojik gelişimi’ ile mümkün… İşte Üniversite- Sanayi İşbirliği Modeli, bu ihtiyaçlardan doğdu. Türkiye’de ise Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile hayat buldu.
Zaten tanımı da, her şeyi açıklıyor:
‘Yeni veya ileri teknolojide mal ve hizmet üretmek isteyen girişimcilerin, araştırmacı ve akademisyenlerin sınaî ve ticari faaliyetlerini üniversitelerin yanında veya yakınında yürütebilmelerine ve bu üniversitelerden yararlanabilmelerine imkân vermek için kurulmuş akademik, sosyal ve kültürel siteler…’
Bilginin ticarileştiği yerler
Belki daha fazla desteğe ve bazı revizyonlara ihtiyaçları var ama Teknoloji Geliştirme Bölgeleri hâlihazırda, çok önemli amaçlara hizmet ediyor:
• Ülke sanayinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması amacıyla teknolojik bilgi üretilmesi
• Üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirilmesi
• Ürün kalitesinin veya standardının yükseltilmesi
• Verimliliğin artırılması, üretim maliyetlerinin düşürülmesi
• Teknolojik bilginin ticarileştirilmesi
• Teknoloji yoğun yatırım ve girişimciliği desteklemek
• Araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak
• Teknoloji transferine katkıda bulunmak
Ve teşvikler
Bu bölgelerin en önemli destekleri, vergi teşvikleri… Bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin bölgedeki yazılım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar, 2023 yılına kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutulmuş bulunuyor.
Bölgelerin yönetici şirketleri, mevzuatta yer alan tüm işlemler için vergi, resim ve harç ödemedikleri gibi, bölgelerde elde ettikleri kazançlardan da gelir veya kurumsal vergi ödemiyor. Bölgede çalışan AR-GE ve destek personelinin ücretleri de aynı şekilde 2023 yılı sonuna kadar her türlü vergiden müstesna…
Girişimciler KDV’den de muaf
Ayrıca, teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde, sadece bu bölgelerde ürettikleri; sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetleri, katma değer vergisine tabi tutulmuyor. Genel olarak bakıldığında, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve AR-GE merkezlerine devlet desteği yüzde 40’ı buluyor.
Genç girişimciler daha şanslı
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile ilgili son yapılan düzenlemeler, bu bölgelerde kuluçka merkezlerinin de kurulmasına imkân tanıdığı için artık genç girişimciler daha şanslı… Genç girişimcilere ofis, mobilya ve ekipman sağlanan bu bölgelerde aynı zamanda sekretarya ve destek hizmetleri sunuluyor, donanım ve yazılımlara erişim sağlanıyor, yarışma ve benzeri girişimciliği teşvik edici programlar organize ediliyor, seminer ve atölyeler düzenleniyor. Yönetimsel olarak da, teknik ve idari konularda danışmanlık ve mentorluk hizmeti veriliyor, AR-GE için finansmana ulaşım yolları gösteriliyor. Taraflar
Teknoloji Transfer Ofisleri’nde buluşuyor
Bölgelerin en önemli unsurları teknoloji transfer ofisleri… Teknoloji geliştiricisi AR-GE kurum ve kuruluşları ile teknoloji kullanıcısı sanayi şirketleri bu ofislerde buluşturuluyor. Taraflar arasında bilgilendirme, koordinasyon ve araştırmayı yönlendirme çalışmaları bu ofislerde yürütülüyor ve üretilen ürünün sanayiye tanıtımı ve pazarlanması bu ofisler aracılığıyla sağlanıyor. Yanı sıra yeni AR-GE şirketlerinin kurulumu da bu ofisler sayesinde gerçekleşiyor ve fikri mülkiyet hakları korunuyor.
Yeni destek çalışmaları
Bu bölgeler için en büyük eleştiri konularından biri, kiraların yüksek olması… Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, yönetici şirketleri bu konuda sürekli uyarırken, Maliye Bakanlığı ile birlikte, bu bölgelere verilen desteklerin artırılması için de yeni bir çalışma yapıyor. Gerekçe Bakan Fikri Işık’ın dediği gibi çok önemli: “Bireysel zekâyı, kolektif bir çalışmaya dönüştürmek!”