İşletmeler geçmişten günümüze büyüklükleri fark etmeksizin aynı amaç doğrultusunda kâr amacı güderek kurulmuşlar, faaliyetlerini de bu doğrultuda yönlendirmişlerdir. Ticari hayatın takas ile başladığı ilk çağ döneminde kazanç ve iratlardan sadece ayni vergiler alınıyorken, günümüzde kazanç ve iratlardan toplam yetmişe yakın nakdi vergi alınmaktadır. Vergi sayılarının yıllar itibariyle artması beraberinde vergi suçlarını ve bu suçlara ilişkin cezaları da birlikte getirmiştir.
Vergi suçu kavram olarak ceza hukukunda düzenlenmiş bir kavram olmakla birlikte vergi suç ve cezaları vergi usul kanununda düzenlenmiştir. Vergi suç ve cezaları özellikle vergi bilincinin oluşması ve kamu harcamalarının finansmanı adına kanun koyucunun elinde bir kalkan olarak yer almaktadır.
Vergi suç ve cezaları idari ve adli cezalar olmak üzere iki gruba ayrılır. Bu gruplara dahil olan suç ve cezalar hakkında bilgi sahibi olmak gerek işletme yöneticileri gerekse işletmelerin mali işler bölümünde çalışanlar için olası vergi kaybı ve cezaların önüne geçme adına oldukça önemlidir.
İDARİ SUÇ VE CEZALAR
İdari nitelikli vergi suç ve cezaları kendi içerisinde vergi ziyaı suçu ve cezası ile usulsüzlük suçları olmak üzere ikiye ayrılır.
1.Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası: Vergi ziyaı vergi mükellefi ya da sorumlusunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi ya da eksik getirmesinden kaynaklı verginin zamanında tahakkuk ettirilememesi ve/veya eksik tahakkuk ettirilmesi durumunda ortaya çıkar. Vergi ziyaı suçu işleyenlere kesilecek vergi cezası ziya uğratılan verginin bir katıdır. Vergi ziyaı VUK.359 md. kaynaklı bir fiille doğar ise bu ceza üç kat, fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanır.
2. Usulsüzlük Suçları: Usulsüzlük suçları vergi kanunlarında yer alan vergilendirmeyle ilgili ödevlerin yerine getirilmesinde dikkate alınması gereken kural ya da şekli hususlara uymamaktan kaynaklı işlenen suçlardır. Usulsüzlük suçları genel usulsüzlük ve özel usulsüzlük suçları olarak kendi içinde ikiye ayrılmaktaktadır.
En çok işlenen usulsüzlük suçları sırasıyla;
– Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekli ve usul hükümlerine uyulmaması,
– Üzerindeki eksiklikler dolayısıyla hiç düzenlenmemiş sayılan belgelerin bulunması,
– 7 günlük fatura düzenleme süresi içinde faturaların düzenlenmemiş olması,
– Serbest meslek makbuzu yerine fatura düzenlenmesi,
– Perakende satış fişi, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi gibi düzenleme zorunluluğu getirilmiş olan belgelerin düzenlenmemesi, bulundurulmaması, aslı ile örneğinin farklı tutarları içermesidir.
Bu suçları işleyen işletmeler hakkında da işletmenin ve işlenen suçun niteliğine göre özel usulsüzlük cezası kesilir.
ADLİ SUÇ VE CEZALAR
Adli nitelikli suçlar özellikle mükelleflerin ticari ahlak ve haysiyetinin zedelenmesi adına karşılaşılmak istenmeyen bir durum olarak görülmekte ve cezai yaptırımları bakımından da idari suç ve cezalara göre maddi ve manevi olarak daha ağır sonuçlar doğurmaktadır. Adli nitelikli cezalar kendi içinde üçe ayrılır.
1. Kaçakçılık: Vergi kanunlarında kaçakçılık suçu en çok aşağıdaki durumlar ile işlenmektedir.
– Defter kayıt ve belgeleri saklamamak gerekli özeni göstermemek
– Defter kayıtlarında muhasebe hilesi yapak
– Defter tasdik dönemlerinde tasdik edilmesi zorunlu defterleri tasdik ettirmemek
– Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek
Bu suçların ortaya çıkması halinde cezanın türü ve boyutuna göre adli para ve hapis cezası uygulanır. Özellikle bu noktada dikkat edilmesi gereken husus bu suçları işleyen mükelleflere suça istinaden verilmiş olan adli para ve/veya hapis cezaları vergi ziyaı cezasını ortadan kaldırmaz,kanun koyucu uygun gördüğü takdirde her iki cezayı birlikte verebilir.
2. Vergi Mahremiyetini İhlal: Vergi mahremiyetini ihlal suçu mükellefin vergi ve işletmeleri ile ilgili bilgilerin özellikle devlet memurları tarafından ilgili olmayan kişi ve kişilere aktarılması ya da ifşa edilmesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Vergi mahremiyetini ihlal suçu iki şekilde ortaya çıkabilmektedir. Bunlara ilki mükellefle ilgili gizli kalması gereken bilgi ve belgelerin üçüncü kişilere aktarılması durumu yani ifşası, ikincisi ise mükellefle ilgili gizli kalması gereken bilgi ve belgelerin başkaları yararına kullanılmasıdır. Bu suçları işleyen şahıslar hakkında yine kanun koyucu adli para ve hapis cezası öngörmüştür.
3. Mükellefin Özel İşlerini Yapma: Gerek vergi inceleme yetkilileri gerekse mükellef ile devlet tüzel kişiliği arasında bir köprü görevi yapan vergi memurlarının ilgili mükellefleri adına özel iş ve işlemleri yapmaları, her türlü hesap yazı ve özel yükümlülüklerinde rol almaları kanunen yasaklanmıştır. Yine kanun koyucu bu iş ve işlemleri yapan kamu görevlileri ve bu suça iştirak edenler hakkında adli ceza öngörmüştür.
Sonuç olarak kanun koyucu vergi suç ve cezalarını gerek vergi usul kanunu gerekse ceza kanunlarına açık bir şekilde belirlemiştir. Bu noktada özellikle işletme yöneticileri ve işletmelerin mali işlerle ilgili personellerinin bu suç ve cezaların bilinciyle hareket ederek iş ve işlemeleri bu doğrultuda yönlendirmeleri gerekmektedir. Zira yapılan bir işlemin suç olduğunu bilmemek o işleme ilişkin cezai yaptırımlarla karşılaşmanın önünde bir engel teşkil etmemektedir.