Değerli Okurlarımız,
Dergicilik zor ve meşakkatli bir iş, bunun farkındayız. Sıfırdan bir dergiyi alıp bir yerlere getirmek emek istiyor. Bu sayıda sizlerle “dergicilik ve emek” üzerine görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Yola çıkarken yanımızda dostlarımız ve destekçilerimiz vardı. Onların fikirleri, heyecanları bizim fikirlerimizle buluştu ve ortaya “Radüs” çıktı. Herkes Radüs adına bir fikir ortaya koydu, yapabileceği katkıları sundu. Ortaya çıkacak ürün için uzun konuşmalar yapıldı. Kimi zaman fikirler birbiriyle çatıştı, kimi zamansa bir fikir hepsinin önüne geçti; ama sonunda hep bir orta yol bulundu. Fikirler gelişim göstermemizi sağladı, önümüze ışık tuttu.
Bugün Radüs üç ayını geride bıraktı. Üç aylık sürece şöyle bir baktığımızda gördüğümüz en açık şeyse verilen emek. Bugün bizlerin adı ön planda olsa da dergide birçok dostumuzun emeğinin olduğunu belirtmek isterim. Zira dergicilik, emek işidir. Bizler emeğimizi; araç, araçüstü ekipman, iş makineleri, treyler ve dorse imalatçılarını bünyesinde bulunduran geniş bir yelpazeye hizmet etmek için harcıyoruz. Sektörün Radüs’e kucak açması da bizler için emeğimizin en güzel karşılığı. Yazarlarımızın her ay bir başka konuyu ele alarak yazdıkları yazılarla yaptığı katkılar da Radüs’ün içeriğini daha da zenginleştiriyor. Ayrıca, aramıza yeni katılan Candan Genceroğlu’na da Radüs ailesi olarak hoş geldiniz derken, kendisine dergimize yapacağı katkılar için şimdiden teşekkürlerimi sunmak isterim.
Yazarlarımız bizim için çok önemli. Onlar kimi zaman sektörü direkt ilgilendiren konuları ele alıyor, kimi zamansa günlük hayattan küçücük bir ayrıntıyı çekip çıkarıyor. Onlar da emek verenler sırasında başta geliyor.
Atalarımız doğru söylemiş, emek olmadan yemek olmuyor. Bir fikri gerçeğe dönüştürmenin mutluluğu bambaşka bir duygu. Her yeni sayı çıktığında, derginin hazırlanması için verilen emek, harcanan zaman hepsi bir kenara bırakılıyor. Geriye yalnızca yeni bir dergi ve onun gururunu yaşamak kalıyor.
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere.