Tatil Geldi…
İnsanımız yılbaşı gelip de takvime baktığında, ilk olarak bayram
tatili süresini görmek istiyor.
Şeker Bayramı kaç gün, Kurban Bayramı kaç gün tatiliz!
Evet, eski bayramlarda yok ama sıradan bir gün gibide geçirmemeliyiz.
Öyle ya çocukluğumuzda az sevindirmedi bizi…
Aslında yaşlandıkça anlıyor insan: 3-4 güne sıkışmış bir tatilden
öte bir şey bayram…
Gün içinde pek çok kez yaşadığımız sıradan şeyler ya da kullandığımız
kelimeler, kıymet bilen kullara her daim bayram yaşatır.
Mesela nefes almak bayramdır; günün birinde soluksuz kalınca
anlar insan…
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini
yalnızlık…
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, kimseye muhtaç olmamak,
zihinden önce bedeni kaybetmemek, “Çok şükür bugünü
de gördük” diyebilmek…
Eve içi dolu poşetlerle gidebilmek, eş dost edinebilmek, endişelendiğin
kişiden mektup almak,birden telefonda sesini duymak,
özlediğine kucak dolusu sarılabilmek.
Çocuğunun düğününü görmek, ihtiyacı olduğunda yanında
olmak, akşamları eskimeyen bir keyifle çay demleyebilmek, ailecek
keyif yapabilmek bayramdır.
Birine güvenmek ve yanılmamışım diyebilmek, kandırmamış
ve kandırılmamış olmak bayramdır.
Hastanedeki sancılı, bitmek bilmez geceyi ya da kangren olmuş
ilişkiyi bitirmek de öyle…
Zorda kaldığında dost kapısını çalabilmek, korktuğunda güvendiğin
kişiye sarılmak, acayip acıktığında sıcacık mis kokulu
ekmeğin köşesini bölmek bayramdır.
Sürpriz bir hediye almak, saçlarını içten bir sevgiyle okşayan
anne, tatlı bir şekerlemede üstüne örtülen battaniye de bayramdır.
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her
gününüz bayramdır.