Yüksek kan basıncı olarak tarif edilen Hipertansiyon, kanı kalpten dokulara taşıyan damarlarda oluşan basınç ile; yaş, cinsiyet, ırk ve efor veya istirahat gibi fiziksel olarak gelişen durumlarda kan basıncını etkilemektedir.
Dünya Sağlık Örgütünün kabul ettiği verilere göre, kan basıncı istirahat halinde 120/80 mmHg olarak kabul edilmektedir.
Sinirli, heyecanlı ve efor halinde tansiyon yükselir. Uyku ve istirahat halinde tansiyon normal seyreder veya biraz düşebilir. Yine kabul edilen değerlere göre, 140/90 mmHg üzerinde seyreden tansiyon, Hipertansiyondur.
Bir kişide Hipertansiyon olup olmadığına kan basıncının bir kez ölçülmesiyle karar verilemez; ancak Doktor tarafından en az 2 kez ölçülmesiyle bir fikir edinmek mümkündür.
Hipertansiyon kalp hastalıkları için bir ana risk faktörüdür. Ciddiye alınmayıp tedavi edilmezse kalp, damar, beyin, göz ve böbrek hastalıkları için ciddi durumlara ve hatta ölümlere sebep olabilir.
Hipertansiyon kadınlarda daha sık görülür. Kişinin yaşı ve yaşlanma durumu hipertansiyonda önemli rol oynar. Sanayileşmiş ülkelerde ve ekonomik gelişimi yüksek bölgelerde bu oran daha da yükselir ve % 10 – 20 gibi değerlerde görülür.
Aşırı yemek yeme, obezite, hareketsiz yaşam, ihtiyaç fazlası tuz tüketimi gibi yaşam biçimleri hipertansiyonu tetikleyen ana faktörlerdir. Ayrıca heyecan, sinirlilik, olaylara aşırı tepki vermek ve psikolojik rahatsızlıklar ise hipertansiyonda yan faktör olarak sayılabilir.
Yorgunluk, halsizlik, çarpıntı, sinirlilik, baş dönmesi, baş ağrısı, boyun ağrısı, kulaklarda çınlama ve uğultu, görme bozuklukları, terleme, ciltte kızarıklık ve solukluk (özellikle yüz bölgesinde), burun kanaması ve genel vücut direncinin bozulması hipertansiyonun belirtileri olarak saymak mümkündür.
Hipertansiyona sahip insanlar; kalp yetmezliği, damar sertliği, beyin kanaması, kısmi veya genel felç, koroner arter hastalığı, kalp krizi, kalp ritim bozuklukları, böbrek yetmezliği, görme veya göz bozuklukları riski altındadır.
Hipertansiyon vakalarının yaklaşık olarak yüzde 90ının nedeni bilinmemektedir ve buna Tıp dilinde Esansiyel Hipertansiyon denilmektedir.
Yüzde 10 vakalarda ise, böbrek kökenli veya benzer organ menşeli olanlara (sebebi bilinen) Sekonder Hipertansiyon olarak adlandırılmaktadır.
Kan basıncını Böbrek Üstü Bezler kontrol etmektedir. Kortizol, doğum kontrol hapları, burun damlaları, ağrı kesiciler, grip ve soğuk algınlığı ilaçları, tiroid ilaçları ve alkol kan basıncının yükselmesine neden olmaktadır. Diğer sebepler ise: Aort damarının doğuştan dar olması, beyin tümörü ve gebelik zehirlenmesi hipertansiyona neden olmaktadır.
Esansiyel Hipertansiyonda; genetik (ailesel) faktör, şeker hastalığı (Diabetes Mellitus), kolesterol yüksekliği, alkol, sigara içimi, stres ve obezite önemli etkenlerdir.
Hipertansiyondan korunmak için alınabilecek önlemler:
– Sigarayı bırakmak.
– Diyet yapmak. Özellikle kırmızı eti kısıtlamak ve meyve, sebze, az yağlı gıdalar, tahıl tüketmek.
– Kilo vermek. Özellikle karın bölgesini inceltmek.
– Düzenli egzersiz yapmak.
– Alkol alımını azaltmak.
– Tuz alımını azaltmak.
– Stresle başa çıkmayı öğrenmek, öğretmek, öğütlemek en başarılı korunma faktörü olarak sayılmaktadır.
İnat eden yüksek tansiyon vakalarında mutlaka doktorunuza danışmalı ve tetkikler sonucunda size önereceği tedavi şekline ciddi bir şekilde uymanız gerekmektedir.
Sağlık ve huzur dileklerimle, iyi günler dilerim…