İnsan zorluklara karşı koyabilme gücüne şüphesiz ‘’öğrenmek’ ’sayesinde ulaşabilir. Zorluk ve sorunlar karşısına gelişi güzel bir tavırla çıkamayız. Onu alt edecek tavır, duruş ve donanımı öğrenerek elde ederiz.
Her çağda bilgi ve öğrenmenin üzerinde önemle durulmuş. Onu elde edenler yeni uygarlıklara yelken açarken, önem vermeyip dışlayanlarda tarih sahnesinden silinmişlerdir.
‘’Herkes mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçmeye mecburdur. Ancak bu yolları elinde bir ışık olmadan geçmeye çalışmaktansa başkalarının tecrübe meşalelerinden yararlanarak yürümek daha kolay ve daha karlıdır. Hiçbir zaman karanlığa eli boş yürümedim, her yeni teşebbüs karşısında başkasının tecrübelerini inceler yola öyle koyulurdum’’
Bu sözlerin sahibi Amerika’nın en büyük tüccarlarından milyarder John Wanamaker birçok karanlık yoldan geçti. Hayata sıfırdan başlamıştı. Öldüğünde 17 bin kişinin çalıştığı şirketlerin sahibiydi.
Başkalarının tecrübelerinden istifade etmek, onları öğrenmekle mümkündür. Öğrenmenin de en ucuz ve en kolay yoluda okumaktır.
İnsanlık tarihine en büyük hizmeti vermiş kâşif ve mucitlerin bir çoğu bilgilerini başkalarının tecrübelerini de kullanarak oluşturmuşlardır.
Uçağın icadını gerçekleştiren Writgt Kardeşler, düşüncelerini bir kitabın yardımıyla gerçekleştirmişlerdir.
Telefonu icat eden Bell, telefon icat fikrini Alman yazar Helmholtz’un ‘’sada’’ hakkında yazdığı bir eserden almıştır.
Elektrik ilminin babası sayılan Faraday bir kimya kitabından etkilenerek yola çıkmıştır. Henry Ford, otomobil yapma fikrini bir Fransız yazarın makalesinden almıştır.
Matbaanın Osmanlıya icadından 300 yıl sonra girmiş olması giderilemeyecek kadar önemli bir gedik yaratmıştır. Sosyal, ekonomik geri kalmanın en büyük nedeni bilgiye ulaşmanın önüne konulan yasaklar olmuştur. Batıyla her alanda aramızdaki uçurumun artmış olması; Avrupa 2 milyon civarında basılmış kitaba sahipken bize henüz matbaa girmemiş olmasıdır.
Reform ve rönesanslarıyla batı ülkeleri; her alanda dönüşümü sağlayarak bilimsel üstünlüklerini büyük bir zenginlik kaynağı haline getirerek, tüm geri kalmış toplumlara vazgeçilmez hayat kaynağı gibi satmayı başarmışlardır. Bu üstünlükleri günümüzde de devam etmektedir.
Öğrenmek aslında her toplumun var olma sebebi olduğu kadar, günümüzde rekabetle karşı karşıya olan işletme ve şirketler içinde olmazsa olmaz şartıdır. Bilmediğimiz yollarda araç kullanırken yol kenarlarına konan trafik işaretleri ne kadar önemliyse, şirket yönetirken de bizden önceki tecrübeleri kullanmamızda o derece önem araz etmektedir.
Özetleyecek olursak öğrenme bizden önce yaşayanların bilgiler, karanlıkta yürürken bize bıraktıkları meşaleler gibidir. Yürüdüğümüz karanlık ve bilinmeyen yolda elimizde yolu gösterecek bir ışık yoksa yürüdüğümüz yoldaki her tehlikenin avı olmamız kaçınılmazdır.
‘’Tecrübe bütün öğretmenlerin en iyisidir.’’
(Syrus)