2.500 MW gücünde rüzgar enerjisi santralinin taşıma ve montaj işlemlerini gerçekleştirerek Türkiye’deki rüzgar enerjisi yatırımlarının %50’sine katkı sağlayan Hareket’in Genel Müdürü Engin Kuzucu, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmanın yeşil enerji ile mümkün olacağını kaydetti. Yeşil enerjiye yatırımda Türkiye’nin Avrupa’nın ilk dört ülkesi arasına girdiğine dikkat çeken Kuzucu, yenilenebilir enerji alanında Türkiye’nin 2020 yılına kadar 28 milyar dolar tutarında yatırım çekmesinin mümkün olduğunu vurguladı.
Bugün dünya genelinde tüketilen enerjinin %20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edildiğini ifade eden Hareket Genel Müdürü Engin Kuzucu, Türkiye’de ise yenilenebilir enerjide toplam kurulu gücün yaklaşık 35 GW olarak hesaplandığını belirtti. Ülkemizde üretilen enerjinin %35’inin yenilenebilir enerji kaynakları tarafından karşılandığını söyleyen Kuzucu, bunun önemli bir bölümünün hidro elektrik santrallerden sağlandığını, bununla birlikte başta rüzgar enerjisi olmak üzere güneş enerjisi yatırımlarının da büyük bir ivme kazandığını vurguladı.
Türkiye rüzgar enerjisinde atılım yapabilir
Türkiye’de özellikle son 15 yılda yenilenebilir enerjiye önemli yatırımların yapıldığını belirten Kuzucu, 2002 yılında 12.277 MW olan kurulu gücün 2016 yıl itibariyle %172 oranında artarak 33.352 MW’a yükseldiğini söyledi. Yenilenebilir enerji sektöründe rüzgar enerjisinin özel bir yeri olduğunu belirten Kuzucu, enerji kapasitesi bakımından en geniş kullanıma sahip kaynakların başında geldiğini vurguladı. 2015 yılı itibariyle Danimarka’nın toplam enerji üretiminin yaklaşık %50’si, Almanya’nın bazı bölgelerinde ise %60’ının rüzgar enerjisinden karşılandığına dikkat çeken Kuzucu, Türkiye’nin de bu alanda dev bir potansiyele sahip olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin potansiyelleri geniş
2050 yılı tibariyle dünya genelinde üretilen enerjinin %18’sinin rüzgar enerjisinden karşılanmasının öngörüldüğünü belirten Kuzucu, Türkiye’de ise bu oranı iki katına çıkarmanın mümkün olduğunu dile getirdi. Bugün Türkiye’nin Almanya’dan 7 kat daha fazla rüzgar enerjisi üretebilme kapasitesi olduğuna değinen Kuzucu, ancak halihazırda Almanya’nın Türkiye’den yaklaşık 8.5 kat daha fazla kurulu gücü olduğunu belirtti. Türkiye’nin rüzgar enerjisi alanında 2023 hedefinin 20.000 MW olduğunu söyleyen Kuzucu, halihazırda kurulu gücün 6.081 MW olduğunu, kararlı bir tutumla bu büyük hedefe ulaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.
Kuzucu, Türkiye’nin güneş enerjisi ve jeotermal enerji alanlarında da çok büyük potansiyeller barındırdığını belirterek, tüm yenilenebilir enerji alanlarında IFC’nin “Gelişmekte Olan Piyasalarda İklim Değişikliği Yatırım Fırsatları Raporu”na göre Türkiye’nin 2020 yılına kadar 28 milyar dolar tutarında yatırım çekebilme gücüne sahip olduğunu vurguladı. Raporda bu miktarın 16.4 milyar dolarının rüzgar enerjisi alanında gerçekleşeceğinin belirtildiğini kaydeden Kuzucu, 7.4 milyar doların güneş enerjisinde, 3.4 milyar doların jeotermal enerjide, 560 milyon doları ise hidroelektrik alanında gerçekleşeceğini söyledi.
Türkiye yeşil enerjide hızlı ilerliyor
Yenilenebilir enerji alanında Türkiye’nin mevcut konumunu Kuzucu şöyle değerlendirdi: “Türkiye’de özellikle 2009 yılından sonra yenilenebilir enerji konusunda önemli gelişmeler kaydedildiğini görüyoruz. Yenilenebilir enerji üretimindeki toplam kurulu güç kapasitesi 2009 yılında 15,5 GW iken 2015 yılı itibarıyla bu rakam 31,7 GW seviyelerine getirilerek bu alanda gözle görülür bir ilerleme yaşandı. 2016 yıl sonu itibarıyla ise Türkiye’nin yenilenebilir enerji toplam kurulu gücü 34,2 GW olarak kayıtlara geçti. Yine açıklanan raporlara göre Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlar 2015 yılında 1,9 milyar dolara yükseldi. Türkiye bu yatırımlarla yenilenebilir enerji alanında İngiltere, Fransa ve Hollanda ile birlikte 1 milyar dolar eşiğini aşan dört Avrupa ülkesinden biri olmuştur ki, bu da oldukça önemlidir. Ayrıca, Dünya Bankası Grubu üyesi Uluslararası Finans Kurumu (IFC), “Gelişmekte Olan Piyasalarda İklim Değişikliği Yatırım Fırsatları Raporu”nda Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında 2020’ye kadar yaklaşık 28 milyar dolar yatırım çekeceğini öngörüyor. Buradan hareketle Türkiye’nin özellikle son yıllarda yenilenebilir enerji alanında çok önemli ilerlemeler kaydettiğini söyleyebilirim.”
Enerji kaynakları çeşitlendirilmeli
Yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek ve yabancı kaynaklara olan bağımlılığı azaltmanın son derecede önemli olduğunu belirten Kuzucu, şunları kaydetti: “2023 hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin elektrik enerjisine olan talebinin en az yüzde 30’unun yenilenebilir enerji kaynakları tarafından sağlanması planlanıyor. Mevcut olan yenilenebilir enerji kapasitesini ve hesaplanan toplam potansiyeli göz önüne aldığımızda, Türkiye’nin gelecekteki hedefleri tutturabilme imkanı mümkün. Yenilenebilir enerjiye yapılan ve yapılacak olan yatırımlar bizim faaliyet gösterdiğimiz enerji lojistiği alanında da iş hacminin artmasını sağlıyor ve sağlayacak. Türkiye’nin enerji lojistiğinin yıllık 150 milyon avroluk bir büyüklüğe sahip olduğu söylenebilir. 2020 yılına kadar ise 500 milyon avro düzeyinde bir büyüklüğe ulaşacağımızı öngörüyoruz. Biz de bu alanda gerekli tüm yatırım ve hazırlıklarımızı yapıyoruz.”
Enerji lojistiği her yıl %10 büyüyor
Enerji lojistiğinin her yılı çift haneli rakamlarla büyüdüğünü ifade eden Kuzucu, şu açıklamayı yaptı: “Enerji lojistiği kapsamında akaryakıt ürünleri, petrol arama ekipmanları, doğalgaz, hidroelektrik, termik ve yenilenebilir enerji santralleri taşımaları yapan firmalar, santrallerin yapımı bittikten sonra da yedek parça standart malzemeleri taşıyor. Firmalar sadece taşıma değil, mühendis kadrosuyla projelerin montajını da yapıyor. Enerji lojistiğini de içine alan proje taşımacılığı Türkiye’de her yıl yaklaşık yüzde 10 büyüyor. Türkiye’de enerji lojistiği büyüklüğünün yıllık yaklaşık 150 milyon euro olduğu tahmin ediliyor. Önümüzdeki 5 yılda bu rakamın 500 milyon euroluk bir hacime ulaşması bekleniyor.”