Merhaba,
İçinde yaşadığımız bu dünyada; son dönemde sıkça üzerinde durulan, hakkında çok önemli önlemler alınan, sürekli toplantılar, seminerler düzenlenen ve her zaman devlet başkanlarının sürekli takibinde olan ama bir türlü istenilen sonuca ulaşılamayan bir konudur “çevre”.
Çevre konusunda duyarlı olan birçok sivil toplum kuruluşu vardır; sürekli eylemler yapar bu insanlar, fabrikaları basarlar, gemileri işgal ederler, kendilerini yollara zincirlerler. Seyrederken deli mi bu insanlar, hiç mi işleri güçleri yok bu adamların deriz çoğunlukla.
Gerçekten de bu işsizlikten, boşluktan yapılan bir eylem mi? Acaba bu insanların gerçekten ilgilenebilecekleri bir işleri olsa, orada o çılgınca eylemleri gerçekleştirirler mi? Yoksa dünyanın en önemli işi bu mu?
Kanaatimce, çevre kirliği ve doğal kaynakların hızla tüketilmesi dünyanın en önemli konusu ve o insanlarda dünyanın en önemli işini yapıyor. Peki, biz “çevremiz” için ne yapıyoruz.
Birçoğumuzun dikkatini çekmiştir, sokaklarda belediyelerimizin yerleştirdikleri geri dönüşüm konteynırları vardır. Bu konteynırlara normal şartlarda atıklarımızı cinslerine göre ayırarak, ayrı ayrı atmamız gerekir. Ancak; ne yazık ki hepimiz bu konudan o kadar uzağız ki, çok az duyarlı vatandaşımız bunu gerçekleştirmektedir. Çünkü; bu konuya ilişkin kanunlarımız kimseye bir yaptırım uygulamamakta ve insanlarımız zorunlu olmadıkça bu konuda çok az hassasiyet göstermektedir. Gerçi birçok belediyenin de o dönüşüm konteynırlarını çevreyi düşündüklerinden değil, Avrupa Birliği yardımlarından yararlanabilmek için koyduklarını da unutmamak lazım.
Yine de, çevre konusunda birçok adım atıldığı göz ardı edilmemeli. Birçok firma hem çevre hassasiyeti olan hem de tasarruf sağlayan sistemler geliştirmekte ve bunu tüketicilere sunmaktadır. Ancak, başlangıçta firmalara maliyet getirecekmiş gibi görünen bu sistemleri piyasanın kabul etmesi zaman alacak gibi gözüküyor.
Sizlere bu sistemlerden bazılarından bahsetmek istiyorum, dediğim gibi başlangıçta maliyet yükü gibi görünen bu sistemler, kullanıldıkça kullanıcısına tasarruf sağlıyor ve aynı zamanda çevre için büyük oranda kirliği ortadan kaldırıyor, bu gibi sistemleri hepimizin desteklemesi gerektiği inancındayım.
Bu sistemlerden ilki, Profimak Makine Otomotiv Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ’nin geliştirdiği Elektrikli Hidrolik Sıkıştırmalı Çöp Kasası’dır. Bu sistem, kent temizliğinde kullanılan çöp kamyonları için geliştirilmiş ve çevre için gerçekten çok yararlı ve önemli bir sistemdir. Çöp kamyonlarını hepimiz biliriz, çok gürültülü ve yüksek oranda yakıt tüketen çevre temizliği için kullanılan; fakat çevreyi kirletme kapasiteleri çok yüksek iş makineleridir.
Elektrikli Hidrolik Sıkıştırmalı Çöp Kasası, çöp kamyonlarının yakıt tüketimlerini ciddi oranda azaltmasının yanında ses kirliliğinin ortadan kalkmasına katkısı çok fazladır. Bu özellikleri sayesinde belediyelerin ses ve çevre kirliliğini önlemeleri açısından destekleyeceklerini düşündüğüm, aynı zamanda yakıt tüketimini de azaltmasından ötürü kullanıcısına da çok büyük yarar sağlayacak bir üründür.
Bahsedeceğim diğer bir sistem ise Liber İleri Teknoloji A.Ş.’nin temsilcisi olduğu R1 Dizel/Lpg Yakıt Sistemleri. Bugüne kadar dizel araçlar için Lpg dönüşümü mümkün değilken bu sistem ile dizel araçlar, özellikle de ağır vasıtalar ve otobüsler artık Lpg kullanabilecek. Toplumda bilinenin aksine en temiz ve emisyon değeri en düşük yakıt Lpg’dir. Hatta bazı ülkelerde sürekli trafikte olan taksilerin Lpg kullanması zorunludur.
R1 Dizel/Lpg Yakıt Sistemi ile, otobüsler ve ağır vasıtalar çok önemli bir kalem olan yakıt giderlerinde yüzde 10’lar civarında bir tasarruf sağlarken araçlarının emisyon değerlerinde de düşme sağlayarak çevre için çok büyük katkılar sağlamaktadır.
Önümüzdeki dönemde motorlu taşıtlar vergisinin araçların motor hacimlerine göre değil de emisyon oranlarına göre alınacağını da hesaba katarsak, bahsetmiş olduğum bu iki sistemin de gerçekten ülke ekonomimiz ve çevre için çok çok önemli oldukları ortadadır.
Vatandaş olarak bizlere düşen en önemli görev ise, çevreye duyarlı olan bu sistemleri kullanan firmalara destek vermek ve onların sadece ceplerini değil çevremizi de düşündüklerini unutmayarak tercihlerimizi bu doğrultuda yapmamız olmalıdır.
Unutmayalım ki yaşadığımız bu çevre bizim değil, çocuklarımızın ve onlar her zaman en iyiyi ve en güzeli hak ediyorlar.
Vahap AKAR