İnsan Kaynakları uzmanı olmadan önce iş görüşmeleri için sayısız mülakata katıldım. Çoğu görüşmemde, mülakatta ne soracağını bilmeyen ya da soru sormak için soru soran, aldıkları cevaplardan anlam çıkaramayan kişilerle karşılaştım. (Görüştüğüm bazı firmaların da hakkını yiyemem gerçekten çok güzel mülakatlardı. Bu profesyonelliklerinden dolayı onlara teşekkür ediyorum.) Bir süre sonra mülakatta o kadar uzmanlaştım ki; girdiğim her mülakatta onlar soru sormadan cevaplarını söylüyordum. O kadar şaşırıyorlardı ki!!!
Hâlbuki her şey çok kolaydı. Sadece “duymak istediklerini” söylüyordum. Bu formülü ben bile keşfettikten sonra herkes bunu yapabilirdi. Peki, o zaman mülakat ne anlam taşırdı?
“İşinde verimli olamayan çalışanlar elde etme, zaman kaybı, işletmeye maliyet getiren bir uygulama”
Aslında mülakat, bir işletme için “insan kaynağının” ilk katkı sağlamaya başladığı yerdir. Doğru bir şekilde yapılıp doğru kararlar alındığında, insan kaynağınıza “bir damla “ katarsınız. O damla kaynağınıza düştüğünde halkalar yaratarak diğer damlaları da harekete geçirir. İşte sinerji burada başlar.
İnsan Kaynakları uzmanları bunun bilincindedir ve ne yapmaları gerektiğini bilirler. Onlar yönetimin stratejik kararlarında yer aldıklarından işletmenin önceliklerini, yapısını, rekabet koşullarını bilirler. Bunların doğrultusunda hazırlıklarını yaparlar.
İşe alım yapılacak pozisyonun iş tanımlarını, görev ve sorumlulukları, yetkinlikleri, bilgi düzeylerini, çalışma şartlarını hatta işe alınacak kişinin içinde yer alacağı takımı, yöneticisini dahi incelerler.
Bu bilgiler ışığında mülakat tekniğini, soruları, mülakat yerini hazırlarlar. Mülakatta aldıkları cevaplara sondaj yaparak doğruluk derecelerini test ederler. Bazı sorularda, cevapları somut örneklerle desteklemelerini isterler.
Adayın vücut dilini analiz ederler.
İnsan Kaynakları uzmanı neyi, nasıl yapacaklarını bildikleri için dik, kendinden emin bir duruşa sahiptirler. Adaylarda “işinde uzman” hissi uyandırarak güven empoze eder ve sıcak bir atmosfer oluştururlar.
Aday işe alınamayacağını bilse bile iyi bir mülakat geçirdiğini, başvurduğu şirketin ne kadar profesyonel olduğunu düşünür. Bu düşünce firmaların “markalaşma” yolundaki en büyük araçlarıdır.
İnsan Kaynaklarında “Doğru işe doğru kişiyi almak” diye bir tabir vardır. Doğru işe doğru kişiyi almak ancak doğru mülakat tekniğini uygulamaktan geçer.
İnsan Kaynakları uzmanlarına ve iş başvurusunda bulunan adaylara güzel mülakatlara katılmaları dileğiyle…