Hep merak etmişimdir; ancak son günlerde bu merakım daha da arttı.
Acaba ülkemizdeki çalışan nüfustan yüzde kaçı profesyonel olarak yaptığı işi seviyor. Ya da kaç kişi, lisans eğitimini aldığı işi yapıyor? Yapacağınız veya şu anda yapmakta olduğunuz mesleği seçerken acaba ne kadar bilinçli seçimler yaptınız?
Mesela ben bu konuda tam bir skandala imza atmış durumdayım. Sağlam bir aile baskısı ve ”Oğlumuz mühendis olacak” naraları arasında tam bir gaz ile İnşaat Mühendisliği okudum. Bu konuda sadece ailemi suçlamıyorum, aynı zamanda okuldaki hocalarım ve büyüklerim de bu büyük baskının önemli bir parçasıydılar. Lisede sayısal bölümde okurken, ”Fen Bilimleri’ni sevmiyorum, mühendis olmak istemiyorum, aslında ben başka bir bölüm okumak istiyorum, diğer meslekleri seçebilmek istiyorum” diyebilmek büyük cesaret isterdi. Birkaç defa diyecek oldum, çevremdeki herkes tarafından ”tembel, kolaycı” damgası yemekle tehdit edildim. Belki biraz daha cesur olmalıydım. Olamadım. Ne oldu, mühendis oldum ama mezun olduğumdan beri geçen 13 sene içinde herhangi bir inşaat mühendisliği pırıltısı gösterdiğimi, ya da bunun için heves ettiğimi hiç ama hiç hatırlamıyorum. Şu anda bambaşka bir sektördeyim ve yaptığı işten mutlu olan az sayıdaki insandan biriyim belki de, fakat daha doğru bir yönlendirilme yapılabilseydi, insan hayatındaki en değerli şey olan ve çok çabuk tükenen zaman, daha az kaybedilmiş olacaktı.
Tabii ben sadece ufak bir örneğim. Benim gibi yüzlerce, binlerce kişi olduğunu biliyorum. Hepimiz bazı seçimler yapmak zorunda bırakıldık. Bazen aile baskısı, bazen maddi endişeler ve geçim sıkıntılarının etkileri… Kimimiz memnun, kimimiz değil; ama çoğumuzun seçimleri bilinçli yapılmadı.
Birçok insan yaptığı işten, seçtiği veya seçtirildiği mesleği yapmaktan mutlu değil. Sevdiği bir işi yapamayan birinin, ya da yaptığı işi sevemeyen birinin mutlu olması pek kolay değil. Bu yüzden genelde mutsuz insanlara, mutsuz nesillere sahibiz. Böyle yanlış yönlendirilerek yapılan bir seçimden sonra geriye dönüş de pek mümkün olmuyor. Hayat maalesef bir oyun değil! Bazen oyun gibi gelse de, kolay bir oyun değil. Bu kadar zor şartlar altında maddi/manevi bir var olma savaşı verilirken, yaptığınız işte iyi kötü bir noktaya gelmişken, her şeyin sil baştan yapılması da pek kolay olmuyor. O yüzden yapacağı işi seçmek, bir insanın hayatında, üzerinde en çok düşünülmesi gereken konulardan biri.
Tabii bu konuda etkili olan birçok şey var. Eğitim sistemimizin tamamen ezberci ve fazlasıyla ağır olan yapısından tutun da, doğru branşlaşma, doğru yönlendirmeler yerine sürekli vakit kaybettiren, hantallaştıran bilgi yüklemesi ve şuursuzca teşvik edilen rekabet.
Örneğin, mühendis olmak isteyen pırıl pırıl genç bir beyine, boş yere formül ezberletmek, akranlarıyla yarıştırmak yerine, hedefine ulaşırsa hangi şartlarda çalışabileceğini, hayatında neyi istediğini kendisinin de fark etmesini sağlayacak, ona uygulamalı olarak gösterecek bir sistem oluşturmalıyız. Ya da işletme, insan ilişkileri veya daha sözel branşlarda meslek edinmek isteyen gençlere bunun örneklerini uygulamalı olarak gösterebilmeliyiz. Esas o zaman o işi gerçekten isteyip istemediğini, o işi yapmaktan memnun olup olmayacağını zaten kendisine anlatmış oluruz. Bu şekilde kafalarında olan fikirleri ve hedeflerinin daha da netleşmesini sağlarız. Ruh sağlığı yerinde olan mutlu insanlar, mutlu nesiller de zaten bu şekilde yetişir. Baskı ile yönlendirerek değil.
Sağlıklı yeni nesiller mi istiyoruz? Kendi hırslarımızı ve düşüncelerimizi bir kenara bırakarak, onlara biraz seçim özgürlüğü sunmaya ne dersiniz? Biraz da doğru yönlendirme. Fazla değil, biraz…